 |
T.C.
YARGITAY
19. Hukuk Dairesi
E. 1992/8082
K. 1992/4430
T. 24.9.1992 Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
SENETTEN DOLAYI BORÇLU OLMADIĞININ TESBİTİ
HATIR SENEDİ SENEDİN MALEN VEYA PARA KARŞILIĞI DÜZENLENMESİ
ÖZET Olumsuz tesbit davasında kural olarak ispat yükü senedin bedelsiz olduğunu iddia eden davacı tarafa aittir. Ancak, dava konusu 18.7.1990 vadeli senedin düzenlenme sebebi "malen" olduğu halde davalı sendin davacının "borç" olarak aldığı para karşılığında düzenlenmiş senet olduğunu açıklamak suretiyle senedi "talil" etmiş olduğundan, ispat külfeti yer değiştirmiştir. Başka bir anlatımla, bu durumda borç para verdiğini davalının kanıtlanması gerekir.
(1086 s. HUMK. m. 288, 230)
Davacı Sebahattin vekili Avukat (6.O.) ile Kılıç vekili Avukat (H.O.) arasında görülen dava hakkında, (Çorlu Asliye Hukuk Mahkemesi)nden verilen 7.2.1991 gün ve 573-24 sayılı hükmün onanmasına ilişkin Dairemizin 14.4.1992 gün ve 929-1311 sayılı ilamına karşı davalı vekili tarafından süresi içinde karar düzeltme yoluna başvurulmuş olmakla; dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin tacir olan davalının yanında 12 yıldır katip olarak çalıştığını, davacının davalıya finansman sağlamak için banka kredi sözleşmesini kefil olarak imzaladığını ve hatır senedi verdiğini, senedin vadesi geldiğinde davalı tarafından bankaya ödendiğini, dava konusu 18.7.1990 vadeli 100.000.000 TL. miktarlı bononun bankadan kredi alması için davalıya verilmiş hatır senedi olduğu halde aleyhine icra takibine konu edildiğini ileri sürerek, sözü e dilen senetten dolayı borçlu bulunmadığının tesbitini ve senedin iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, bononun davalıya verilen borç para karşılığında alındığını, "malen" kaydının bonoyu düzenleyen davacı tarafından müvekkilinin bilgisi dışında yazıldığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davalı senet metninde "malen" kaydı bulunmasına rağmen "senedin para karşılığı" düzenlendiğini ileri sürmek suretiyle senedi talil etmiş olduğundan ispat külfeti kendisine düştüğü halde savunmasını çekin dışında yazılı delil ile kanıtlayamadığından ve davacıya yemin teklif etmeyeceğini belirttiğinden davanın kabulü ile davacının borçlu bulunmadığının tesbiti ve senedin iptaline karar verilmiştir.
Olumsuz tesbit davasında kural olarak ispat yükü, senedin bedelsiz olduğunu iddia eden davacı tarafa aittir. Ancak, dava konusu 18.7.1990 vadeli senedin düzenlenme sebebi "malen" olduğu halde, davalı vekili savunmasında söz konusu senedin davacının müvekkilinden "borç" olarak aldığı para karşılığında düz enlenmiş senet bulunduğunu açıklamak suretiyle senedi "talil" etmiş olduğundan ispat külfeti yer değiştirmiştir. Başka bir anlatımla, bu durumda borç para verdiğini davalının kanıtlaması gerekir.
Dava edilen tutar itibariyle HUMK.nun 288. maddesi uyarınca tanık dinlenemez. Ne var ki, davalı bir kısım ödemelerini çekle yaptığını, davacının bu çeklerden bir bölümünü bizzat bankadan çektiğini ileri sürerek, bu husustaki delillerin toplanması talep edilmiş ise de, mahkemece çekin ödeme aracı olduğu ve davalının aksini yazılı delille ispatlaması gerekçe gösterilerek bu husus araştırılmamıştır.
Gerçekten çek, ilke olarak ödeme vasıtası olup, ödemeden başka bir hukuki ilişki nedeniyle verildiğini iddia eden tarafın ispat etmesi gerekir ise de, bu uyuşmazlık halinde söz konusudur. Bu sebeple, mahkemece öncelikle çekle yapılan ödemelerin dayanağı olan hukuki ilişki, HUMK.nun 230 ve devamı maddelerinde düzenlenen "isticvap" yöntemiyle davalıya açıklattırılarak çeklerle yapılan ödemelerin nedeninin belirlenmesi ve bun a göre ispat yükünün kime ait olacağının saptanarak taraf delillerinin toplanması, ispat külfetinin davalıya düşmesi halinde çeklerin yazılı beyyine başlangıcı olup olamayacağının irdelenmesi ve gerektiğinde çeklerin bedelinin kimin tarafından bankadan alındığının araştırılması ve ayrıca davalının ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usulsüz ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarda yazılı nedenlerle davalı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulüyle 14.4.1992 tarih, 1992/929 esas, 1992/1311 karar sayılı onama kararının kaldırılmasına, Çorlu Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 7.2.1991 tarih, 1990/573 esas, 1991/24 karar sayılı kararın BOZULMASINA, önce alınan onama harcı ile peşin alınan ret karar harcının istek halinde iadesine, 24.9.1992 gününde oybirliğiyle karar verildi.
|