1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
tarihinde başlatılıp, 3.9.1987 tarihinde davalıya bildirilmiştir. Ancak, sevkiyatın akreditif süresi içinde tamamlanmaması nedeniyle davacının teklifi ile akreditif 30.12.1987 tarihine kadar uzatılmış ve 12.1.1988 tarihli davacı teleksi ile yapılmış olan
sevkiyatın (201.884) ton olduğu anlaşılmıştır.
Davacı, 10.3.1988 tarihli teleksi ile aynı nitelikte mal sağlayamadığından bahisle niteliğinin değiştirilmesi teklifinde, bulunmuş, davalı tarafından olumlu bir cevap yenmemiş ve davalının 23.7.1988 tarihli teleks ihtarı ile en son uzatılan akreditif süreli 31.8.1988 tarihine kadar sözleşmedeki nitelikte malın teslim edilmemesi halinde, teminatın irat kaydedileceği bildirilmiştir. Bu tarihte davacının edimini yerine getirmemesi nedeni ile teminat mektubu irat
kaydedilmiş, daha sonra yapılan bu işleme karşı davacı tarafından bu dava açılmıştır.
Görülüyor ki; taraflar arasındaki ticari akitte davalı davacıyı devamlı temerrüde düşürmesine karşın, davacının akdi edimini zamanında yerine getirmediğine ilişkin davalıyı temerrüde düşürücü bir ihtarı bulunmamaktadır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığı bu esas doğrultusunda çözmek gerekir. Mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesinde davacı tarafından davalıya gönderilen toplam mal tutarının (542.643) ton olduğu saptanmıştır. Davacı müdebbir bir tacir olarak akit tarihinde ihracatın gerektirdiği işlemleri bilmesi ve buna göre akit koşullarını kabul etmesi gerekir. bu kuraldan hareketle davacının araçlarının radyasyon kontrolü için uzun süre beklemesi veya uzatılmasına sebe
biyet verdiği akreditifin nakli ve uzatılmasındaki gecikmenin, bu edimi ifada gecikmesine neden olarak kabul edilemez. Kaldı ki, 9.5.1987 tarihinde uzatılan akreditiften sonra taraflar arasında yapılan mutabakatla malların Haziran-Ağustos 1987 tarihinde se
vkiyatın başlayıp tamamlanacağı kabul edilmiş ve bundan sonraki süreler içinde davalının gecikmeye kusurlu bir davranış olmaksızın, davacı tarafından bir yılı aşkın süre içinde edimini tamamlamamış olması teminatın irat kaydında, diğer bir anlatımla akdin
feshedilmesinde haksız olduğunun kabulünü gerekmektedir.
Taraflar arasında akit feshedilmiş bulunmasına göre davanın da niteliği göz önünde tutularak taraflar arasındaki ilişkinin tasfiyesinde dava ekonomisi ve yararlar dengesi yönünden zorunluluk bulunduğu da kabul edilmelidir.
Bu durumda teslim edilen mal miktarı, varsa ödenen bedel ve davalı yedindeki teminat mektubu birlikte gözetilerek akit koşullarına göre davacının teminat mektubundan ne miktar hak sahibi olduğu tesbit edilip sonucuna uygun bir karar verilmelidir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bendde yazılı nedenle davalının sair temyiz itirazlarının reddi ile ikinci bendde yazılı nedenle kararın davalı yararına BOZULMASINA, vekili gelmeyen davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 15.4.1993 gününde oybirliğiyle karar verildi.