Taraflar arasındaki menfi tesbit davasının yapılan yargılaması sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın açılmamış sayılmasına yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği konuşuldu:
Davacı, İstanbul 6. İcra Müdürlüğü'nün 1991/8869 sayılı takip dosyasına konu olan borç hakkında İİK.nun 72. maddesine davalı olarak menfi tesbit davası açmış; davalı Murat, esasa ilişkin olarak davanın reddi gerektiğini savunup, Ticaret Mahkemesinin iş alanına girdiğini belirterek iş alanı itirazın-da bulunmuş; davalı Nejat, esas yönünden davanın reddi gerektiğini savunmuş; mahkemece 28.11.1991 tarihli kararla, d
avanın Ticaret Mahkemesinin iş alanına girmekte olması sebebiyle dosyanın Ticaret Mahkemesine gönderilmesine, 250.000 TL. vekalet ücretinin davacıdan alınıp,davalı tarafa ödenmesine karar verilmiş; iş bu karara karşı davacı vekilince 10.2.1992 tarihli dilekçe ile temyiz yoluna başvurulmuş; buna karşı mahkemece 12.2.1992 tarihli ek kararla, önceki kararın TTK.nun 5. maddesine dayalı olarak alınmış bulunması, nihai karar mahiyetinde olmaması, temyiz kabiliyetini haiz bulunmaması nedenleri ile HUMK.nun 432. maddesi uyarınca temyiz talebinin reddine, davacı vekilinin gönderme talebini içeren dilekçesini HUMK.nun 193. maddesinde yazılı süre içinde vermiş olmaması davalı vekilinin ise verdiği dilekçe ile davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesini istemiş olması nedenleri ile davanın açılmamış sayılmasına ve 250.000 TL. avukatlık ücretinin davacıdan alınıp, davalı tarafa verilmesine karar verilmiş; bu karara karşı davacı vekilince temyiz yoluna başvurulmuştur.
Yargıtay uygulaması ile de kararlılık kazandığı üzere münferiden verilmiş gönderme kararları mahkemenin dosyadan elini çekmekte olması itibarıyla nihai karar niteliğinde ise de, diğer nihai kararlardan farklı olarak yalnız başına kabili temyiz olmayıp, verildiği anda kesindir. Ancak içeriğinde gönderme kararının niteliğine uygun düşmeyen, örneğin yargılama gideri, avukatlık ücreti vs. gibi hususlar taşımakta ise gönderme kararındaki bu bölümler yalnız başına kabili temyizdir (Prof. B. Kuru, H. M. Usulü, 1979, C: 1, Sh. 454-455 vd.). Bu nedenledir ki mahkemenin davacı vekilinin 10.2.1992 tarihli temyiz isteğinin reddi ve HUMK.nun 193/son maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılması kararı usul ve yasaya uygun olmamakla davacı vekilinin temyiz itirazları yerindedir.
SONUÇ:
Yukarıda yazılı nedenlerle yerel mahkemenin 12.2.1992 tarihli temyiz isteminin reddine ve davanın açılmamış sayılmasına ilişkin kararının tümü ile 28.11.1991 tarihli gönderme kararındaki vekalet ücretine ilişkin bölümünün BOZULMASINA,peşin harcın istek halinde iadesine, 7.10.1993 gününde oybirliğiyle karar verildi.