 |
T.C.
YARGITAY
19. Hukuk Dairesi
E: 1992/6338
K: 1993/5533
T: 16.09.1993 Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı davacının reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği konuşuldu:
KARAR : Davacı banka vekili; 17.5.1990 tarihinde davalı adına gelen 2.000.000 TL. havalenin davalıya ödendiğini, bu havaleye ilişkin dekontun da bilahare banka şubesine vürut etmesini takiben davalıya aynı miktar havalenin bir kez daha (mükerrer) 15.6.1990 tarihinde ödendiğini, kendisi ile vaki görüşmeler sonucunda davalının mükerrer ödemeyi 15.1.1991 tarihinde iade etmesine rağmen işleyen 1.431.900 TL. faizi ödemediğini, bu konudaki icra takibine ise itiraz ettiğini belirtip, icra inkar tazminatı ile birlikte itirazın iptalini istemekle dava açmıştır.
Davalı vekili, fazla ödemenin bankanın kusuru mahsulü olduğunu, ihtar bulunmadığını, bu durumda faizden sorumlu tutulamıyacağını savunup davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, ödemenin davacı bankanın kusurundan ileri gelmiş olması sebebi ile davanın reddine karar verilmiş, karar davacı banka tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı banka, davalıya mükerreren ödediği ana parayı tahsil etmiş, bu davada ise ödenen paranın davalının yedinde iken kullandığı süre için işlemiş olan faiz vs.nin tahsilini istemiştir. BK.nun 113/f.2 maddesinde; "evvelce işleyen faizleri talep hakkının mahfuz bulunduğu beyan edilmiş veya hal icabından neşet eylemiş olmadıkça faizlerin talep olunamıyacağı" hükme bağlanmıştır. Davada, davacı bankanın ana parayı tahsil ederken ihtirazi kayıt ileri sürdüğü ispatlanamamış ise de; banka münhasıran para alıp verme işleriyle uğraşan bir kuruluş olup, işletmesinin devamı, verdiği paraların faizlerinin tahsiliyle mümkün olmakla, bankanın bu işlemde ihtirazi kayıt ileri sürmesine lüzum bulunmamaktadır. İşletmeciliğin icabından olarak ana parayı kabul etmesi yukarıda anılan yasa hükümlerine göre fazi ve benzeri fer'i alacaklarının düşmesi sonucunu doğurmaz. Zira, Yargıtay'ın yerleşik içtihatları icabı, mükerrer ödenen paranın davalıda kaldığı süre içinde bankanın davalıya açık kredi kullandırdığının kabulü gerekip, olayın oluş şekline göre davalının kusursuz oluşunun sonuca etkisi bulunmamaktadır. Bu nedenle mahkemenin yukarıda belirtilen gerekçesi yerinde olmadığından, yapılacak iş, davalı itirazları incelenerek, gerekir ise ehil bir bilirkişi vasıtası ile davacı Bankanın müstehak bulunduğu faiz alacağı miktarı belirlenip hasıl olacak sonuca göre bir karar vermekten ibarettir.
Bu itibarla, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: : Yukarıda yazılı nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 16.9.1993 gününde oybirliğiyle karar verildi.
|