 |
T.C.
YARGITAY
19. Hukuk Dairesi
E. 1992/5838
K. 1992/3202
T. 3.7.1992 Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
KONKORDATONUN TASDİKİ DAVASI
FERAGAT
ÖZET: Konkordatoya ilişkin yasa kurallarının tümü göz önünde alındığı takdirde, konkordatonun tasdiki isteminden feragat edilemez.
(2004 s. İİK. m. 301)
Taraflar arasındaki konkordatonun tasdiki davasının yapılan yargılaması sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın feragat nedeniyle reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalardan T.C. Ziraat Bankası vekilince temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Borçlu N.... Mensucat Fab. A.Ş. tarafından 28.6.1988 tarihinde talep edilen konkordato için İİK.nun 287. maddesi hükmünce verilen konkordato mehli üzerine düzenlenen komiser raporu ile konkordatonun tasdiki için mahkemede yapılan yargılama sonunda konkordatonun tastikine dair verilen kararın muteriz alacaklı Ziraat Bankası'nın temyizi sonucu mahkeme kararı borçlunun kötü niyetinin tahkiki yönünden bozulmuş ve hükmüne uyulan bozma gereğince mahkemece tahkikatın yapıldığı bir aşamada borçlu davacı vekilinin konkordatonun tasdiki isteğinden feragat ettiklerine dair verdiği 19.2.1992 tarihli dilekçe üzerine mahkemece, "konkordato tastik talebinden tetkikat safhasında iken feragat edildiğinden" feragata göre davanın reddine ve İİK.nun 301. maddesinin tatbikine yer olmadığına karar verilmiş bu karar, muteriz alacaklı Ziraat Bankası tarafından hükümdeki 301. maddenin uygulanmaması yönünden temyiz edilmiştir.
İİK.nun 301. maddesinin ilk fıkrasında, konkordatonun tastik edilmediği yahut konkordato mühletinin kaldırılması halinde alacaklılardan birinin 7 gün içinde vuku bulacak talebi üzerine borçlunun iflasına karar verileceği hükmedilmiş ve ikinci fıkrasında ise tastiki reddeden mahkemenin teminat aranmaksızın alacaklılar yararına borçlunun bütün malları üzerine re'sen ihtiyaten haciz kararı vereceği öngörülmüştür.
Mahkemece, feragat üzerine verilen red kararının tastikin reddi anlamında bulunmadığı görüşü ile anılan maddenin uygulanamayacağı kabul edilmiştir. Bu nedenle feragatın hukuki niteliği ve bu davadaki sonuçları üzerinde durmak gerekmektedir.
HUMK.nun 91. maddesine göre, davadan feragat iki taraftan birinin neticei talebinden vazgeçmesidir. Aynı Yasanın 185/1. maddesinde yer alan davayı geri almadan farklı bir tasarruftur. Davayı geri alma, davanın takibinden vazgeçilmesi olup, dava konusu yapılan hakkın ileride tekrar dava ile elde edilmesine mani değildir. Oysa feragatta, dava konusu yapılan haktan feragat edilmekle, artık o hakkın tekrar dava konusu yapılması olanaksızdır. HUMK.nun 95/1. maddesi hükmünce, feragat reddedilen bir davadaki kesin hükmün sonuçlarını yaratır ve aynı Yasanın 96. maddesine göre feragatla reddedilen dava üzerinden yargılama giderleri reddedilen bir davadaki gibi davacı uhtesine yükletilir. Diğer bir anlatımla, davanın yargılama sonucu reddi ile feragat sonucu reddedilmesinde yasa, hukuki sonuçları yönünden bir ayırım yapmamıştır. Davadan feragat bir usul işlemi ise de, feragatın içeriği maddi bir hukuk işlemi olup, haktan vazgeçme ile taraflar arasındaki dava konusu yapılan uyuşmazlık davacı aleyhine son bulur.
Davamızla ilgili olaya gelince; 28.6.1988 tarihinde talep edilen konkordato mehli üzerine hakkında yapılmış bütün icra takiplerini bu güne kadar durdurmuş olan borçlunun dört yıl gibi bir süre sonra konkordatonun tastakine ilişkin yargılamanın son aşamasında konkordatonun tastiki isteğinden vazgeçmesi, konkordato komiserliğince düzenlenen raporun tastık edilmemesi ve konkordato mehlinin de kalkması sonucunu doğurmaktadır. Konkordato mehlinin ister Tetkik Merciince İİK.nun 29012. maddesine göre kaldırılması, ister mahkemece konkordato koşullarının gerçekleşmediğinden reddi suretiyle ortadan kalkması yahut konkordatonun tastiki isteğinden feragat üzerine mahkemece verilen davanın reddi kararı üzerine mehlin kalkmasında hukuki sonuçların ayrı olduğunun kabulü olanaksızdır.
Diğer taraftan, davayı geri alma üzerine İİK.nun 301. maddesini uygulama olanağı bulunmamakta ise de, konkordato hukuku yönünden davanın esastan reddi ile feragat suretiyle reddinin ayrı hukuki sonuçlar doğurduğunu kabul etmek, iyi niyetli borçlu için tanınan konkordato hükümlerinin amaç dışı ve alacaklılar aleyhine kullanılmasına neden olur.
O halde, konkordatonun tasdiki isteğinden ve davadan feragat üzerine reddedilen dava hukuki sonucu olarak gerek konkordato komiserinin raporunun tastık edilmemiş olması, gerekse konkordato mehlinin kalkması itibariyle, konkordato mehli süresince takipleri duran alacaklıların hukukunun korunması amacı ile getirilmiş olan İİK.nun 301. maddesinin uygulanmasına karar verilmesi gerekirken, mahkemece aksine hüküm kurulması isabetsiz görülmüştür.
SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle kararın davalı alacaklı Ziraat Bankası yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 3.7.1992 gününde oybirliğiyle karar verildi.
|