çin bu yolda özgü ödeme emrinin tebliğ olunması ve buna ilişkin gerekli olan işlemlerin üzerine getirilmesi yeterlidir.
Davacı SSK Genel Müdürlüğü ile davalı N İplik Dokuma Fabrikası arasında görülen dava hakkında, (Niğde 1. Asliye Hukuk Mahkemesi)nden verilen 25.7.1991 gün ve 215-373 sayılı hükmün onanmasına ilişkin Dairemizin 28.4.1992 gün ve 2695/1646 sayılı ilamına karşı davacı Kurum vekili tarafından süresi içinde karar düzeltme yoluna başvurulmuş olmakla; dosya incelendi,
gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı SSK. vekili, Kurum alacağının tahsili için davalı şirket aleyhine Niğde İcra Müdürlüğünün 1992/2362, 1983/650, 1985/415, 1985/706, 1985/ 755 ve 1985/1467 sayılı dosyalarında yapılan takipten sonuç alınamadığını, icra takip dosyalarının 1982/2362 esas sayılı dosyada birleştirilerek iflas ödeme emri gönderildiğini, borçlu şirketin buna itiraz ettiğini bildirerek, itirazın kaldırılmasına ve şirketin iflasına karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, davacı Kurumun haciz yoluyla takibe koyduğu alacağını, sonradan iflas yoluna çevirirken, icra dosyasında talebi ve İcra Müdürlüğünün iflas ödeme emri gönderilmesine ilişkin kararı olmadığından, davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı Kurumun kararı temyizi üzerine, Dairece karar onanmıştır. Bu kez davacı vekili, karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
İİK.nun 43. maddesinde; iflasa tabi kişiler aleyhindeki haciz veya iflas ile başlayan takip yollarından birini seçen alacaklının, bir defaya özgü olmak üzere o yolu bırakıp harç ödemeksizin yeni baştan öbürüne başvurma hakkına sahip olduğu açıklanmıştır. Yeni baştan başvurma için seçilen yeni takip için bu yola özgü ödeme emrinin tebliğ olunması ve buna ilişkin gerekli olan işlemlerin yerine getirilmesi ve yeterlidir. Alacaklının bu
yoldaki maksadı, bu şekilde isteğini usule ve yasaya uygun biçimde belirtmesiyle anlaşılır. Bu maksadın açıklanması sırasında, mutlaka önceki takip biçimini bıraktığını tutanağa yazdırması ya da dilekçeyle bildirmesi gerekmeyip, öbür yolu seçtiğini ifade e
den, bu arzusunu açıklayan isteğin belli edilmesi yeterli sayılmalıdır. Aynı yön, Hukuk Genel Kurulu'nun 9.4.1992 gün, 1980/12-3366 esas, 1982/351 sayılı kararıyla benimsenen Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin 16.10.1979 gün ve 7396/8047 sayılı ilamıyla d
e vurgulanmıştır.
Somut olayda, haciz yoluyla devam eden birçok takip dosyalarının bir dosyada birleştirilmesini isteyip bu dosyaların İcra Müdürlüğünce birleştirilmesine karar verildikten sonra birleştirilen dosya üzerinde iflas ödeme emrinin çıkarılmış olması, önceki takip yolunu bırakıp, iflas yolunu seçtiği, bunun sonucu iflas ödeme emri tebliğini istediği işlemin özelliğine uygun düşmektedir. Zira, 3.3.1986 günlü birleştirme kararından sonra borçluya 7.3.1986 gününde tebliğ edilen yeni ödeme emrini
n çıkarılması bu maksadın açıkça belli edilmesidir.
Mahkeme kararının bu yönde bozulması gerekirken onanması doğru görülmediğinden, davacı vekilinin karar düzeltme isteğinin kabulü gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle Dairemizin 28.4.1992 gün, 1992/2695 esas, 1992/1646 sayılı onama kararının kaldırılmasına, yerel mahkeme kararının BOZULMASINA, 25.12.1992 gününde oybirliğiyle karar verildi.