Davacı tarafından yapılan icra takibine konu alacağı yönünden taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davalının mukabil davasına konu icra takibindeki alacağın mevcut olmadığını davacı ve mukabil davalı savunmuş ve kendisine iddia edildiği şekilde bir mal satılmadığı belirtilmiş olmakta MK.nu
n 6. maddesi hükmünce alacak iddiasını mukabil davacı İsmail'in kanıtlaması gerekmektedir.
Mukabil davacının defterleri üzerinde yaptırılan incelemede davacı Yusuf'dan satılan mal bedeline mahsuben 6.384.604.- TL. tahsil edildiği defter kayıtlarında yer almış ve TTK.nun 84. maddesine göre bu kayıt kendisi aleyhine delil olabilirse de davacıdan alacaklı olduğunun kanıtı için yeterli sayılamaz. Davacı tacir olmadığına ve ticari defterleri de bulunmadığına göre mukabil davacının, mukabil davalı Yusuf'a mal sa
tıp teslim ettiğini ve alacaklı bulunduğunu HUMK.nun 288 ve TTK.nun 23/2. maddelerine uygun şekilde ispatlaması gerekir.
Mukabil davacının düzenlediği ve karşı tarafa tebliğini kanıtlayamadığı fatura, malın satış ve tesliminin delili sayılamaz.
Bu durumd
a mukabil davacıdan, varsa sair delilleri sorulmak ve kanıtlanabildiği takdirde satılan mal bedelinin bilirkişi aracılığı ile tesbiti yapılmak, gerektiğinde yemin hakkı da hatırlatılmak suretiyle sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, bu yönler göz
den kaçırılmak suretiyle mahkeme kararının değişik bir gerekçe ile bozulması isabetsiz olup, davacı vekilinin bu yöne ilişkin karar düzeltme isteği haklı görülmüştür.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin karar düzeltme isteğinin kabulü ile Dairemiz 11.5.1992 tarih ve 1992/1663-2021 sayılı bozma kararının kaldırılmasına ve açıklanan gerekçe ile mahkeme kararının BOZULMASINA, 6.11.1992 gününde oybirliğiyle karar verildi.