Hukuki.NET

T.C. YARGITAY 19. Hukuk Dairesi E. 1992/10288 K. 1993/8465 T. 9.12.1993
Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
ZAMANAŞIMI DEF'I
CEZA ZAMANAŞIMI
  TESELSÜL
İDDİA VE SAVUNMA SONUÇLARI
 
ÖZET
2918 saydı Kanunun 109/2
ve BK.nun
60/1.
maddeleri hükümlerine göre; davanın cezayı gerektiren bir fiilden doğması halinde, uzamış ceza zamanaşımı, işleten ile sürücü ayırımı yapılmaksızın her ikisine de uygulanmalıdır. Aralarında teselsül bulunanlardan birinin öne sürdüğü zamanaşımı def'inden, ö
ne sürmeyen diğerleri yararlanamaz. HUMK.nun 388/f-3 maddesine göre kararda tarafların iddia ve savunmalarının ve talep sonuçlarının gösterilmesi gerekir.
(2918 s. Trafik K. m. 109/2)
(818 s. BK. m. 60/1)
(1086 s. HUMK. m. 388/f-3)
 
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın zamanaşımı nedeniyle reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar vekilince temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği konuşuldu:
 
Davacılar vekili; davalıların müştereken malik oldukları otobüsün davalı Ramazan yönetiminde iken, Pamukova yakınlarında şarampole yuvarlanmak suretiyle davrildiğini, davacıların oğlu Orhan'ın bu otobüste şoför muavini olduğunu ve öldüğünü, kusurun tamamının davalı Ramaza
nda olduğunu belirtip, her. biri için ayrı ayrı 15.000.000 TL. destekten yoksunluk, 10.000.000 TL. manevi tazminata hükmolunmasını istemiştir.
 
Davalılar Mustafa ve Durmuş vekili; zamanaşımı, davacıların desteğe muhtaç kişiler olmadıkları, otobüsün daha sonra da kaza yapmış olması ile mali müzayakaya düştüklerinden manevi tazminatın yersiz ve fahiş olduğu nedenleriyle davanın reddini istemişler, davalı Ramazan cevap vermemiş, duruşmalara da gelmemiştir.
 
Mahkemece, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş; karar, davacılar vekilince temyiz edilmiştir.
 
1- Maddi tazminat yönünden 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 109/2 ve manevi tazminat yönünden ise aynı Kanunun yollamasıyla BK. nun 60/2k maddeleri hükümleri, davanın cezayı gerektiren bir fiilden doğması halinde zamanaşımını uzamış ceza zamanaşımına tabi tutmuştur. Kanun, müteselsil sorumlu durumunda bulunan işletenler ile sürücü arasındaki bir ayrım yapmamıştır. Olayda, davalı sürücünün fiili suç teşkil etmekle, burada zamanaşımı süresi cez
a zamanaşımı süresi olup, davada uzamış ceza zamanaşımı dolmuş olmadığı halde davanın maddi ve manevi tazminat isteklerine ilişkin olarak reddi isabetsizdir.
 
2- Öte yandan, zamanaşımı hukuki mahiyeti itabarı ile bir def'idir. Yani borcu yerine getirmekten kaçınma selahiyetidir. Bu selahiyet borcun kendisini ortadan kaldırmamakla birlikte borca bağlı dava hakkını ortadan kaldırır. Ancak, davada ileri sürülüş biçimi esasa cevap süresi içinde verilen cevap dilekçesi ile olmalıdır. Cevap süresinden sonra ileri
sürülen zamanaşımı def'i savunmanın tevsii (genişletilmesi) itirazı ile karşılaşmadıkça hakim tarafından incelemeye tabi tutulmalıdır. Bu özelliklerine göre ileri sürülmedikçe dikkate alınamayacağı (BK. m. 140) gibi, aynı nedenle aralarında teselsül bulun
sa bile davalılardan biri tarafından ileri sürülen zamanaşımı def'inden (kişisel bir savunma nedeni olup, ortak savunma olamayacağı için) diğer davalılar (müteselsil borçlular) yararlanamaz. Değişik bir anlatımla, teselsül kuralları zamanaşımı def'ini iler
i sürmeyenin, diğerlerinin ileri sürdüğü zamanaşımı def'inden yararlanmasını mümkün kılmaz.
 
Davada zamanaşımı def'i sadece davalı Mustafa ve Durmuş tarafından süresinde verilen cevap dilekçesinde ileri sürülmekle, bundan, onlarla birlikte müteselsil sorumlu davalı sürücü Ramazanın, mahkemenin kabul şekli itibarı ile de yararlanması mümkün olmadığı halde, davanın, adı geçen hakkında dahi reddedilmiş olması bu yönden de doğru değildir.
 
3- Hükümde tarafların iddia ve savunmalarının ve talep sonuçlarının gösterilmesi gerekir (HUMK. m. 388/3). Mahkeme kararında ana hatları ile özet. olarak tarafların iddia ve savunmalarının gösterilmiş olmaması da isabetsizdir.
 
SONUÇ:
Yukarda yazılı nedenlerle davacıların temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacılar yararına BOZULMASINA,
peşin harcın istek halinde iadesine, 9.12.1993 gününde oybirliğiyle karar verildi.
 
 
 
 
 
 
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • Clicking Here TLO lookup 
  • 02.05.2025 08:42
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini