 |
T.C.
YARGITAY
18. Hukuk Dairesi
E: 2005/11338
K: 2006/541
T: 02.02.2006
ORTAKLIĞIN GİDERİLMESİ
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
İçtihat Özeti: Ortaklaştırılan taşınmazı oluşturan taşınmazların her birinin ortaklaştırmadan önceki geçer değerlerinin ayrı ayrı bilirkişi aracılığıyla belirlenmesi, bu değerlere DİE tarafından yayınlanan toptan eşya endeksleri uygulanmak suretiyle dava tarihine uyarlanması suretiyle ulaşılacak değerlerden değeri en fazla olana yöntemince teklif yapılıp sonucuna göre işlem yapılması gerekir.
(634 s. KMK m. 54)
Dava dilekçesinde, imar uygulaması sonucu oluşan taşınmazda ortaklığın giderilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalılardan İklima ve İbrahim tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Dava, 634 sayılı Kat Mülkiyeti Yasasının 54. maddesi uyarınca taşınmaz mal ortaklığının giderilmesi istemine ilişkindir.
Dosyada toplanan bilgi ve belgelerden, özellikle Dairenin geri çevirme kararı üzerine tapu sicil müdürlüğünden getirtilen yazı içeriğinden; belediyece 18.05.2001 tarihinde yapılan imar uygulaması sonucu tapuda davalılar adına kayıtlı olan ve üzerinde kat mülkiyeti kurulmuş bulunan 759,50 m alanlı 104 ada 1 parsel sayılı taşınmaz ile davacı adına kayıtlı 452,20 m2 alanlı 104 ada 175 parsel sayılı taşınmazın ortaklaştırılarak (ve düzenleme ortaklık payları da düşülerek) dava konusu edilen 758,41 m2 yüzölçümlü 498 ada 1 parsel sayılı taşınmazın oluştuğu, bu taşınmazda paydaş olan tarafların (davacı ve davalıların) ortaklığın giderilmesi konusunda aralarında anlaşmaya varamamaları üzerine davacının mahkemeye başvurarak bu davayı açtığı anlaşılmaktadır.
Taraflar arasındaki davanın yasal dayanağının Kat Mülkiyeti Yasasının 54. maddesi olduğunda ve ortaklaştırman taşınmaz üzerindeki ortaklığın giderilmesi için paydaşların aralarında anlaşamadıkları konusunda çekişme yoktur. Bu durumda mahkemece yapılacak iş, öncelikle anılan yasa maddesinin ikinci fıkrası uyarınca gerekli araştırma ve incelemeyi yapmak ve oluşacak sonuca göre karar vermek olmalıdır.
Şu halde mahkemece, Kat Mülkiyeti Yasasının 54. maddesinin ikinci fıkrası hükmüne göre; dava konusu 498 ada 1 parsel sayılı taşınmazı oluşturan (104 ada 1 ve 104 ada 175 parsel sayılı) taşınmazlardan her birinin ortaklaştırmadan (18.05.2001 tarihinden) önceki geçer değerlerinin -bilirkişi aracılığıyla- ayrı ayrı belirlenmesi, Yargıtay'ın yerleşmiş uygulamaları doğrultusunda bu değerlere Devlet İstatistik Enstitüsünce yayımlanan toptan eşya fiyat endeksleri uygulanmak suretiyle dava tarihine uyarlanması, böylece ulaşılan bu değerler esas alınarak bunlardan değeri en fazla olan taşınmazın malikine ya da maliklerine diğer taşınmazı -belirlenen değeri ile- satın alınmasını teklife karar verilmesi ve teklif kararının ilgilisine (ya da ilgililerine) yöntemince tebliğ edilmesi, teklifi alan malik (ya da malikler) tarafından teklif kabul edilip bedelin yasada öngörülen bir ay içinde ödendiğinin saptanması durumunda ortaklığın giderilmesine karar verilmesi; teklif kararının tebliğinden başlayarak bir ay içinde bedel ödenmez veya (yine bu bir aylık sürede ) bedel altı ay içinde ödenmek üzere banka mektubu ya da ayni teminat gösterilmezse, o takdirde 54. maddenin 3. fıkrasında öngörülen işlemlerin yapılması gerekir.
Somut olayda mahkemece, yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutularak ortaklaştırman taşınmazlardan (104 ada 1 ve 104 ada 175 sayılı parsellerden) her birinin ortaklaştırma tarihinden (18.05.2001'den) önceki geçer değerlerinin ayrı ayrı belirlenip bunlara Devlet İstatistik Enstitüsünün toptan eşya fiyat endeksleri uygulanarak dava tarihi itibariyle ulaştığı değerlerin saptanması gerekirken, taşınmazların dava tarihindeki değerlerin tespiti ile ortaklaştırma sonucu oluşan taşınmazdaki davacının arsa payına düşen değerin esas alınması ve davalılara davacının payının bu değerle satın almalarının teklifine karar verilmesi; ayrıca, teklif kararının davalı paydaşlara yöntemince tebliğ edilip, bu teklifi kabul edip etmedikleri ve yasada öngörülen bir ay içinde önerilen bedeli ödeyip ödemeyecekleri saptanmadan, "teklifin kabul görmesi ve davalıların bu bedelle davacının payını satın almaları durumunda ortaklığın bu şekilde giderilmesine" denilmek suretiyle infazda duraksamaya yol açacak ve zorluk yaratacak, dolayısıyla paydaşlar arasında yeni çekişmelere neden olacak biçimde hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 02.02.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.