 |
T.C.
YARGITAY
18. Hukuk Dairesi
E: 2004/5231
K: 2004/6426
T: 27.9.2004
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Dava dilekçesinde vakıf yöneticilerinin görevden alınmaları istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulü cihetine gidilmiş, hüküm görevden alınan davalı vakıf yöneticileri tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
KARAR : Anayasanın Temel Haklar ve Ödevler kısmında düzenlenen 33. madde, "Dernek kurma hürriyeti" karar başlığını taşımakta ve bu maddenin son fıkrasında, bu madde hükümleri vakıflarla ilgili olarak da uygulanacağı belirtilmektedir. Vakıflara ilişkin kurallar yorumlanırken, vakıf kurumunun anayasal özelliğinin gözetilmesi, vakıf kurma ve yönetme işlemlerinin, bu özgürlüğün özünü zedeleyecek biçimde sınırlandırılmasına yol açılmaması gerekir.
Türk Medeni Kanununun 112. maddesi hükmüne göre yetkili mahkemenin Tüzükte gösterilen sebeplere dayanarak teftiş makamının yapacağı başvuru üzerine, duruşma yaparak idare edenleri işten uzaklaştırılabileceği öngörülmekte, Tüzüğün 23. maddesinde de uzaklaştırmayı gerektirecek haller sayılmaktadır. Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdani kanaatlerine göre hüküm verecek olan hakimlere, anılan maddenin hiç bir takdir hakkı tanımadığının kabulü doğru değildir. Aksine bir düşünce bu konularda yargıyı, teftiş makamının onay mercii haline getirir ki bu durumda yargılamanın konumu ile bağdaşmaz ve Tüzüğe aykırı en küçük bir ayrıntının eksikliği idarecilerin görevlerinden alınmaları sonucunu doğurur.
Vakıf idarecilerinin görevlerinden uzaklaştırılmalarına ilişkin Türk Medeni Kanununun 112. ve Türk Medeni Kanunu Hükümlerine Göre Kurulan Vakıflar Hakkında Tüzüğün 23. maddelerinde, mahkemelerce yöneticilerin işten "uzaklaştırılabileceği" ya da görevden "alınabileceği" belirtilmek suretiyle, bu konuda hakimlere takdir hakkı tanındığına işaret edilmiştir. Şu halde, hakimin her eylemi ayrı ayrı takdir etmesi, olayın oluş biçimi, aykırılığın niteliği, aykırılıkta ısrar, iyiniyet, ölçülülük, eylem-yaptırım dengesi gibi unsurları dikkate alması gerekir.
Somut olayda; davalı vakıf idarecilerinin, eski bağış makbuzlarını kullandıkları, 1998 yılına ait teftiş ve denetleme giderlerine katılım payını gecikmeli olarak ödedikleri, vakıf senedi gereği öğrencilere yapılan kırtasiye yardımlarına ilişkin bazı alındı belgelerini düzenlemedikleri, vakfa ait çevre temizlik ve bina vergilerini zamanında ödememeleri sebebiyle sözkonusu vergileri cezalı olarak yatırdıkları, vakıf paralarını bankada açılacak hesapta tutmadıkları ve vakıf arsasını değerlendirmedikleri böylece vakfı zarara uğrattıkları ileri sürülerek görevden alınmaları istenmiş ise de; dosya kapsamından ve bilirkişi raporundan anlaşılacağı üzere, 1998 yılına ait teftiş ve denetleme giderlerine katılım payı geç de olsa yatırıldığı, eski bağış makbuzlarının kullanılması nedeniyle ortada bir zimmetin bulunmadığı, kasada tutulup bankaya yatırılmayan vakıf paralarının miktar itibariyle günlük harcamalara yetecek ölçülerde ve küçük miktarlarda olduğu, cezalı ödenen vergilerin sorumlularından tahsil edildiği, kırtasiye malzemelerinin vakıf tarafından kullanıldığı, vakfa ait arsanın kiraya verilemeyecek durumda olduğu ayrıca dava konusu iddiaların görevde olmayan ve haklarında dava açılmayan vakıf yöneticileri tarafından yapıldığı görülmüştür. İleri sürülen hususların mahiyetleri itibariyle fazla önem arzetmeyen hesap iş ve işlemlere ilişkin olması, hataların telafisi için çaba gösterilmiş bulunması, dava konusu eylemlerin kasta dayalı olmayıp mazur görülebilir ihmallerden kaynaklanması karşısında, mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken yerinde bulunmayan gerekçelerle kabulü doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 27.9.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.