 |
T.C
YARGITAY
18. HUKUK DAİRESİ
E: 2004/5000
K: 2004/5799
T: 07.07.2004
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- KAMULAŞTIRMA BEDELİNİN ARTIRILMASI
- VERGİ BEYANININ KIYMET TAKDİRİNDE GÖZÖNÜNDE TUTULMASI
2942 s. KamulaştırmaK/11
Dava dilekçesinde kamulaştırma bedelinin arttırılması ile faiz ve masrafların davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak;
1- 2942 sayılı Yasa'nın 4650 sayılı Yasa ile değişik 11. maddesinin birinci fıkrasının g bendi uyarınca arsa niteliğindeki taşınmaz malın değeri, kamulaştırma gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanır. Emsalin sözcük anlamından da anlaşılacağı üzere dava konusu taşınmaza örnek teşkil edebilecek nitelikte olması gerekir. Örneğin , benzer yüzölçümlerde, bitişik ya da yakın adalarda bulunmak, aynı imar müsaadesine sahip olmak, fiyatlarda en azından yaklaşık değerde olmak gibi nitelikler "emsal" in seçilmesine esas alınması gereken unsurlardandır. Dava konusu taşınmaz bilirkişi raporlarındaki tespitlere göre 6406 m2 alanlı, şehir merkezine 12 km mesafede, çevresi konut alanları ile meskun ve 500 m. yakınında küçük sanayi sitesi bulunan bir konumda olmasına rağmen, emsal olarak değerlendirilmeye alman taşınmazlar, farklı mahallelerde ve çoğunluğu şehir merkezinde, iş ve ticari hareketliliği olan yerlerde, dava konusu taşınmaza göre küçük yüzölçümlü ve satış bedellerinin endekslenerek değerlendirme tarihine getirilmeleri sonucu bulunan m2 değerleri 564.872.180 TL. ile 10.042.410.000 TL arasında değişen, çok yüksek değerde ve dava konusu taşınmazdan yaklaşık 8 ila 130 kat arasında değişen oranlarda daha değerli taşınmazlardır. Dava konusu taşınmaz ile bu denli özellik ve değer farkı bulunan taşınmazların uygun emsal oldukları kabul edilemez. Bursa gibi gelişmiş bir şehirde dava konusu taşınmaza daha çok benzer özellikte ve konumda taşınmazların bulunmadığı da söylenemez. Bu nedenle, resen araştırma yapılarak dava konusu taşınmaza emsal olabilecek taşınmazlar bulunup bunların seçilen satışlarına ait tapu kayıtları dosyaya getirtilip bunlara göre değerlendirme yapılması gerekirken, yanıltıcı olma olasılığı yüksek olan çok yüksek değerli, farklı konum ve yüzöl-çümündeki taşınmazların emsal alınması,
2- Arsa niteliğinde olduğu kabul edilen dava konusu taşınmazın, Kamulaştırma Kanununun kıymet takdiri esaslarını gösteren 11 .maddesinin özellikle arsalara ilişkin (g) bendi uyarınca kamulaştırma gününden önce özel amacı olmayan emsal satışlara göre satış değerinin tesbiti ve bedelin tesbitinde etkisi olan diğer unsurlarda dikkate alınarak her unsurun gerekçeleri ve değere katkı oranları ayrı ayrı belirlenip dayanakları gösterilmek suretiyle değerlendirilerek kamulaştırma bedelinin saptanması gerekmektedir.
Bu saptama yapılırken dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazın cadde veya sokak üzerinde oluşları, bu cadde veya sokakların konut veya ticaret alanında olmaları, her ikisi de ticaret alanında ise hangisinde daha yoğun bir ticaret hacmi bulunduğu, konut alanında iseler hangisindeki konutların daha yüksek fiyatla alıcı bulabildiği, her iki halde de imar durumuna göre inşaat yapılabilme durumları ve yapılabilecek kat adedi, bitişik veya ayrık nizamda yapılaşma alanlarından hangisinde bulundukları gibi ve benzeri tüm değere etkili nitelik ve unsurlar ayrı ayrı ve tek tek açıklandıktan sonra bunlardan her birinin değere olan etki oranı da ayrı ayrı ve tek tek belirlenmelidir.
Bu saptamanın yapılmasında dikkate alınması gereken diğer bir unsur dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazın vergi beyan değerleri arasındaki orandır.
2942 sayılı Yasa'nın 11 .maddesinin (d) bendinde vergi beyanı kıymet takdirinde gözönünde tutulması gereken esaslar arasında sayılmıştır. Bu tür nesnel öğeler sayesinde bilirkişilerin öznel değerlendirmelerini denetleme olanağı elde edilmiş olur. Vergi beyanları ve resmi makamlarca yapılan kıymet takdirleri, genellikle taşınmazın gerçek değerini tam olarak yansıtmamakta, gerçek değerinden daha düşük değerler belirlenmektedir. Ancak bu husus, dava konusu taşınmaz için olduğu kadar emsal için de geçerlidir ve emsal karşılaştırması yapılırken dikkate alınması yasa gereğidir. Bu nedenle dava konusu taşınmazın ve emsal alman taşınmazın değerlendirme tarihindeki, bağlı bulundukları cadde veya sokak için belediyelerce emlak vergisine esas olmak üzere belirlenen m2 fıatları ilgili belediyeden getirtilerek bu değerlere göre verilen m2 fiyatının mukayese edilmesi gerekir.
Emsalin ve dava konusu taşınmazın emlak vergisine esas değerlerinin birbirine oranı ile bilirkişi raporlarında emsal karşılaştırması sonucu değerlendirmeye esas alman oran birbirinden fahiş ölçüde farklı ise, mahkemece bu farklılık ve çelişki bilirkişi kurulundan ek rapor alınarak mutlaka giderilmelidir.
Bu hususlar yerine getirilmeden genel ifadelerle değerlendirme yapılan raporlara göre hüküm kurulması,
Doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 7.7.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.