 |
T.C
YARGITAY
18. HUKUK DAİRESİ
E: 2004/4406
K: 2004/5461
T: 28.06.2004
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- İRTİFAK KAMULAŞTIRMASI
- TAPUYA KAYITLI OLMAYAN TAŞINMAZ
2942 s. KamulaştırmaK/4,19
Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Yasası'nın 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmaz malın idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak;
1- Dava, tapuda kayıtlı olmayan taşınmaz mal üzerinde irtifak hakkı tesisi için irtifak kamulaştırma bedelinin tespitiyle, bu bedelin peşin ödenmesi karşılığında irtifakın tapuda idare adına tescili istemine ilişkin olup, Kamulaştırma Yasası'nın 4650 Sayılı Yasa'yla değişik 19. maddesi hükmüne dayanılarak açılmıştır.
Mahkemece davanın kabulüyle, dava konusu edilen taşınmazın 4674,52 m2'lik bölümünde daimi irtifak hakkı tesisi ile davacı BOTAŞ adına tapuya tesciline, kamulaştırılan taşınmaz bedeli olarak 4.391.665.234 TL.nın davalıya ödenmesine karar verilmiştir.
2942 Sayılı Kamulaştırma Yasası'nın 4650 Sayılı Yasa ile değişik 19. maddesi tapuda kayıtlı olmayan taşınmaz malın kamulaştırmayı yapan idare adına tescilini düzenlemekte olup, irtifak hakkı tesisi ile ilgili bir hüküm içermemekte ise de anılan yasa mülkiyet kamulaştırması hakkında olduğu kadar, irtifak hakkı kurulmasına ilişkin hükümleri de kapsamaktadır. Yasa'nın 4. maddesi kamulaştırma yoluyla irtifak hakkı tesis edilebileceğini öngördüğüne göre, mülkiyet kamulaştırmasına ilişkin kuralların kısmen de olsa irtifak kamulaştırmaları hakkında da uygulanması gerekir. İrtifak hakkının tapuya tescil edilebilmesi için de taşınmazın tapuda kayıtlı olması zorunludur, irtifakla ilgili kamulaştırma, taşınmazın zemininin mülkiyetine ilişkin bulunmadığından idarenin zilyet adına hareketle mülkiyeti tapu siciline onun lehine tescil ettirip üzerine irtifak tesisi imkanı da yoktur.
Mahkemenin tescile ilişkin kararlarının kesin olması, sadece kamulaştırılan tapulu taşınmazların -Yasa'nın 10 uncu maddesine göre- tesciline ilişkin hükümler bakımından söz konusu olup, tapuda kaydı bulunmayan taşınmazların 19. madde uyarınca idare adına tesciline ilişkin kararların kesin olacağına dair yasada bir hüküm yer almadığından bu tür tescil kararlarının temyizinin mümkün olduğunun kabulü gerekir.
Bu durumda irtifakın geçtiği taşınmaz tapuda kayıtlı olmadığına göre bunun üzerinden geçen irtifakın tapuya tescilinin olanaksız olduğu gözetilmeden tescil kararı verilmesi,
- Bilirkişi raporunda münavebeye alman bostan ve nohutun değerlendirme tarihi itibariyle ortalama verim ve toptan satış fiyatına ilişkin veri listesi
nin İl Tarım Müdürlüğünden getirtilip raporun denetlenmemesi,
- Yerleşim merkezlerine uzakta olduğu bilirkişi raporunda belirtilen taşınmazın salt yol bağlantısının olması objektif artış nedeni olamayacağı ve bu
hususun kapital faizinin belirlenmesinde nazara alınmış olduğu gözetilmeden objektif nedene dayalı olarak bedelde artış yapılması,
- Üzerinde irtifak hakkı kurulması nedeniyle taşınmazda oluşacak değer düşüklüğü oranının saptanmasında taşınmaz malın cinsi, kullanım biçimi ile
irtifak hakkının niteliği (boru hattı, enerji nakil hattı vs.) kapladığı alan, yeri ve yönü gözönünde bulundurulmalıdır. Yargıtay uygulamalarında üzerinde irtifak hakkı kurulmuş olan taşınmazda bu irtifak nedeniyle oluşacak değer düşüklüğünün (taşınmazın cins ve niteliğine uygun kullanımı önemli şekilde etkileyen
özel bir durum yoksa) irtifaktan etkilenen alanın mülkiyet değerinin arazide %35'ini, arsada ise %50'sini geçmeyeceği kabul edilmektedir.
Buna göre, tarım arazisi niteliğinde olan dava konusu taşınmazda irtifak nedeniyle oluşacak değer düşüklüğünün en fazla % 1,2'yi geçemeyeceğinin düşünülmemesi,
Doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 28.6.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.