 |
T.C.
YARGITAY
18. Hukuk Dairesi
E: 2003/258
K: 2003/1716
T: 10.3.2003
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- ORTAK YERE MÜDAHALENİN ÖNLENMESİ
İçtihat Özeti: Aksine sözleşme olmadıkça, her kat malikinin, ana taşınmazın tüm ortak yerlerini kullanmak ve buradan yararlanmak hakları vardır. Kat malikleri ortak yerleri kullanırken doğruluk kurallarına uymak, birbirini rahatsız etmemek, birbirinin hakkını çiğnememek ve yönetim planıhükümlerine uymakla karşılıklı olarak yükümlüdürler.
Davalının, ortak yeri özel garaj olarak, diğer kat maliklerinin yararlanmasını engelleyecek ve onların kullanma hakkını çiğneyecek biçimde tek başına kullandığısaptadığında, müdahalesinin önlenmesine karar verilmesi gerekir.
(634 s. KMK. m. 16, 18)
Dava dilekçesinde ortak yere müdahalenin önlenmesi isteniimiştir. Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu an!aşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Dava dilekçesinde, anayapının yanındaki boşluk alana inşa edilmiş olan bir yanı ve üstü açık ortak yapının, davalı kat maliki tarafından üzeri kapatılıp kendi otosu için özel garaj olarak kullanıldığı, böylece diğer kat maliklerinin buradan yararlanmalarının engellendiği ileri sürülerek, davalının söz konusu ortak yere müdahalesinin ö~lenmesine karar verilmesi istenmiştir.
Davalı vekili davaya yanıt dilekçesinde, dava konusu edilen yapının, anayapının inşası sırasında toprak kaymasının önlenmesi amacıyla yüklenici tarafından yapıldığını, müvekkilinin ise sadece bu yerin ince sıvasının yapılıp üstünün ondülin saç levha ile kapatıldığını, kat malikleri kurulunca alınan "her kat maliki konutunun önünde, yanında ve varsa arkasında bulunan ortak yerleri diğer kat maliklerini rahatsız etmeyecek şekilde kullanabilir" yolundaki kararı uyarınca müvekkili kat malikinin de dava konusu ortak yeri otosunu koymak,suretiyle-kullandığını, aynı yeri diğerkat maliklerinin de kullanmalarını engellemediği gibi, kimseye rahatsızlık da vermediğini, bu nedenlerle müvekkili hakkında açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Dosyada toplanan belge ve bilgileregöre; üzerinde kat mülkiyeti -kurulmuş bulunan anataşınmazın mimari projesinde dava konusu yerin anayapının yanında boşluk alan olduğu, buraya üç yanı kapalı ön cephesi ve üstüaçık yaklaşık 45-50 m2 alanlı kaba inşaat yapıldığı, davalının ise buranın salt üstünü kapattığı, bu haliyle ve açık otoparka yakın olması nedeniyle bu yerin tüm kat maliklerince ortak garaj olarak kullanılmasının kimseye bir zarar ve rahatsızlık vermeyeceği hususlarında anlaşmazlık yoktur. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, dava konusu edilen ortak yerin salt davalı tarafından özel garaj olarak kullanılıp, diğer kat maliklerinin buradan yararlanmalarının engellenip engellenmediği noktasında toplanmaktadır. .
Kat Mülkiyeti Yasasının 16. maddesi hükmüne göre kat malikleri, anataşınmazın tüm ortak yerlerine arsa payları oranında ortak mülkiyet hükümlerine göre malik olup, bu yerleri kullanma hakkına sahiptirler. Buna göre anataşınmazdaki her kat malikinin, aksine sözleşme olmadıkça (başka biranlatımla yönetim planında bir ortak yer, bir veya birkaç bağımsız bölüm maliklerinin kullanımınaözgülenmiş bulunmadıkça), o yeri kullanmak ve buradan yararlanmak hakları vardır. Yasanın 18. maddesinde öngörülen genel kural uyarınca da kat malikleri, ortak yerleri kullanırken doğruluk kurallarına uymak, özellikle birbirini rahatsız etmemek, birbirinin hakkını çiğnememek. ve yönetim planı hükümlerine uymakla karşılıklı olarak yükümlüdürler.
Somut olayda; davalının, dava konusu ortak yeri özel garaj olarak kullanıp, öteki kat maliklerinin buradan yararlanmalarını engellediği ileri sürülüp, bu müdahalesinin önlenmesi isteridiğine göre; mahkemece, Kat Mülkiyeti Yasasının yukarıda değinilEm madde hükümleri doğrultusunda gerekli incelemenin yapılıp bu konuda tüm kanıtların eksiksiz toplanmasından sonra, bu yeri diğer kat maliklerinin yararlanmasını engelleyecek ve onların kullanma hakkını çiğneyecek biçimde tek başına kullandığı saptandığında -istek gibimüdahalesinin önlenmesine, tersi durumda davanın reddine karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA), temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden e iadesine, 10.3.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi.