 |
T.C.
YARGITAY
18. Hukuk Dairesi
E: 2002/6217
K: 2002/7962
T: 16.9.2002
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
· DOĞUM TARİHİNİN DÜZELTİLMESİ
· KÜÇÜĞE VELAYETEN DAVA AÇILMASI
İÇTİHAT ÖZETİ: Evlilik birliği içinde, velayetin kullanılması kapsamında, ana ve baba tarafından açılacak tüm davaları eşlerin birlikte açmaları esastır. Bunlardan biri tarafından açılacak davaya diğer eşin sonradan icazetini bildirip, olumlu iradesini ortaya koyması ile velayetin birlikte kullanılması gerçekleşmiş olur ve yeterlidir.
(4721 s. MK. m. 336,342)
Dava dilekçesinde doğum tarihinin düzeltilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulü cihetine gidilmiş, hüküm C.Savcısı tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Dava, evliliğin devamı sırasında eşlerden birisi tarafından, nüfus kaydının düzeltilmesi istenilen küçüğe velayeten açılmış, mahkemece, diğer eşin-katılması veya icazeti aranmadan davaya bakılıp kabulüne karar verilmiştir.
Yeni Türk Medeni Kanununun 336. maddesinde, (eşlerden herhangi birisine öncelik veya üstünlük tanınmadan) evlilik devam ettiği sürece ana ve babanın, velayeti birlikte kullanacağı öngörülmüş ve 342. maddesinde de anne ve babanın çocuğu velayetleri çerçevesinde temsil edecekleri ilkesi yine ayırım yapılmadan getirilmiştir.
Emredici nitelikteki bu yasa kuralı evlilik birliği içinde velayetin kullanılması kapsamında ana ve baba tarafından çocuk adına açılacak tüm davalar yönünden de geçerlidir. Buna göre asıl olan eşlerin birlikte dava açmaları ise de, bunlardan birisi tarafından açılacak davaya diğer eşin sonradan icazetini bildirip olumlu iradesini ortaya koyması ile velayetin birlikte kullanılması gerçekleşmiş olacağından yeterlidir. Diğer eşin katılımının veya rızasının sağlanamadığı davanın ise reddi gerekir.
Bu bakımdan mahkemece davacıya, eşinin davaya katılmak ya da duruşmada hazır bulunmak suretiyle icazetini bildirmesi veya icazetini gösteren imzası noterden onaylı belge ibraz etmesi için mehil verilip, bunun sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eşlerden birisinin istemi yeterli bulunarak davanın esası hakkında hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile şimdilik diğer yönleri incelemeksizin hükmün HUMK'nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, 16.9.2002 gününde oybirliğiyle karar verildi.