|
T.C.
YARGITAY
Onsekiznci Hukuk Dairesi
E. 2002/3252
K. 2002/5890
T. 21.5.2002
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
1086/m.193
DAVA : Dava dilekçesinde projeye aykırılıkların giderilmesi ve eski hale getirmeye karar verilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması davalılar vekili tarafından yasal süresi içinde verilen temyiz dilekçesi ile istenilmekle taraflara yapılan tebligat üzerine duruşma için tayin olunan günde temyiz eden davalı Vek. Av.Mustafa Bir geldi. Aleyhine temyiz olunan davacı adına gelen olmadı. Gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendikten sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
KARAR : Davanın açıldığı Asliye Hukuk Mahkemesince dava dilekçesinin görev yönünden reddine, karar kesinleştiğinde istek halinde dosyanın görevli mahkemeye tevdiine 27.9.2000 tarihinde karar verilmiş, bu karar, tebligatlardan s10.sunun yapıldığı 3.11.2000 gününden itibaren 15 günlük temyiz süresinin sona erdiği tarihin hafta sonuna rastlaması nedeniyle 21.11.2000 tarihinde temyiz vaki olmadığından kesinleşmiştir.
HUMK'nun 193.maddesinde, görevsizlik kararı verilmesi üzerine davacının karşı tarafa görevli mahkemede tebligat yaptırmasının zorunlu olduğu ve bu karara karşı temyiz süresinin sona erdiği veya temyiz edilmiş ise Yargıtay'ın onama kararının tebliğ edildiği tarihten başlayarak 10 gün içinde yeniden dilekçe verilmesinin veya yeniden çağrı kağıdı tebliğ ettirilmesinin gerektiği, aksi takdirde davanın açılmamış sayılacağı öngörülmüştür.
Somut olayda, yasanın emredici bu hükmü uyarınca davacının, görevsizlik kararının temyiz edilmeden kesinleştiği 21.11.2000 tarihinde başlayan 10 günlük süre içinde dilekçe verdiğine veya çağrı kağıdı tebliği için mahkemeye başvurduğuna dair herhangi bir belge ve bilgiye rastlanılmamıştır.
Hal böyle iken mahkemece davanın açılmamış sayılmasına karar verilmek yerine bu sürelerin bitiminden çok sonra ve resen 10.1.2001 tarihli tensip kararıyla taraflara çağrı yapılıp huzurları sağlandıktan sonra yargılamanın sürdürülüp davanın esası hakkında hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile şimdilik diğer yönleri incelenmeksizin hükmün HUMK'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davalı yararına takdir edilen 250.000.000 TL. vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 21.5.2002 gününde oybirliğiyle karar verildi.