 |
T.C.
YARGITAY
18. Hukuk Dairesi
E: 2002/315
K: 2002/1231
T: 5.2.2002
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
2942/m.11
1086/m.443
Dava dilekçesinde 933.830.245 lira alacağın faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
KARAR : Davacı dilekçesinde, davalıların açtığı bedel artırım davası sonucunda verilen kararı icraya koymaları sonucu belediyenin bankadaki hesaplarına haciz uygulandığını, hacizleri kaldırmak için borç miktarının icra dosyasına bloke edilip ve teminat gösterilerek tehiri icra talep edildiğini, kararın bozulması üzerine yatırılan miktarın 3.12.1998 tarihinde geri alındığını bildirerek, bloke edilen paranın bu tarihe kadar geçen 4 ay 11 günlük faizini istemiştir.
HUMK'443.maddesi; taşınmaza ve buna ilişkin ayni haklara, aile ve şahsın hukukuna mütedair hükümlerin kesinleşmedikçe icra olunamayacağına amirdir. Yasanın bu açık hükmü karşısında para borçlarına ilişkin hükümlerin kesinleşmesine gerek olmadan her zaman icra takibine konu olmaları mümkündür.
Somut olayda ; davalıların açmış oldukları dava, sonucu itibarıyla faize, dolayısıyla paraya ilişkin bir alacak davadır. Davalılar, borçlu kurumun bankadaki paralarını haczettirmişlerdir. Borçlu Kurum da bir hesaptaki parasını teminat göstermek suretiyle diğer hesaplar üzerindeki hacizlerin kalkmasını sağlamıştır. Borçlu Belediye açısından aynı Kanunun 443/3.maddesine göre teminat alınmadan icranın tehiri de mümkün olmadığına göre, teminat gösterilen ve dolayısıyla bloke edilen bu para için davacının faiz istemesi mümkün değildir. Zira; yapılan tüm işlemlerde yasaya aykırı bir yön bulunmadığı gibi davalılar, yasanın kendilerine tanıdığı bir hakkı kullanmışlardır. O halde, yasal olarak icra takibinde bulunan tarafın bu işlemlerin doğal süreci içerisinde bankalardaki hesaplarında bulunan paraların bloke edilmesinde davacı kuruma faiz ödemesini haklı gösterecek herhangi bir haksız eyleminden de bahsedilemez.
Açıklanan bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulü doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 5.2.2002 gününde oybirliğiyle karar verildi.