 |
T.C.
YARGITAY
18. Hukuk Dairesi
E: 2002/11895
K: 2003/876
T: 6.2.2003
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- İTİRAZIN İPTALİ
- İCRA İNKAR TAZMİNATI
İÇTİHAT ÖZETİ: Takipte bulunan davacı aleyhine inkar tazminatına hükmedilebilmesi için takibinde haksız ve kötü niyetli olduğunun saptanması gerekir.
(2004 s. İİK. m. 67)
Dava dilekçesinde itirazın iptali isteniimiştir. Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Dava, kat mülkiyeti kurulu anagayrimenkuldeki 6 adet bağımsız bölümün 2001 yılı Ocak-Ekim dönemi (10 aylık) aidat borcunun tahsili ile ilgili olarak yapılan icra takibine vaki itirazın jptali istemine ilişkindir.
Mahkemece, davacı vekilinin davalının tapu maliki olmadığını öğrendiklerinden- davadan feragat ettiklerinibildirmesi üzerine davanın feragat nedeniyle reddine, takibe konu toplam alacak Üzerinden % 40 tazminatın davacıdan alınıp davalıya verilmesine karar verilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülm,emesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak;
İcra İflas Yasasının 67. maddesine göre takipte bulunan davacı aleyhine inkar tazminatına hükmedilebilmesi için takibinde haksız ve kötü niyetli olduğunun saptanması gerekir. Somut olayda davaya konu bağımsız bölümlerin tapuda yazılı maliki He davalı aynı soyadı taşıyan kişilerdir. Davacıvekilinin temyiz dilekçesinde anagayrimenkulün yönetimiyle ilgili karar defterinde sözkonusu bağımsız bölümleri temsilen davalının adının yazıldığı ve yönetimine ilişkin tüm tebligatların davalıya yapıldığı belirtilmiştir. Ayrıca davalı, kötü niyetin varlığını gösteren herhangi bir kanıt ortaya koymadığı gibi icra takibinekarşı yaptığı itiraz dilekçesinde de sözkonusu bağımsız bölümlerin maliki olmadığı yolunda bir iddiada da bulunmamış sadece borcu olmadığını belirtmekle yetinmiştir.
Bu olgular gözetildiğinde davacının takipte ve açtığı davada kötü niyetli olduğu söylenemez.
Hal böyle iken davacı aleyhine % 40 inkar tazminatına hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6.2.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi.