Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
18. Hukuk Dairesi
E :1999/4325
K:1999/537
T : 2.2.1999

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


TAPU İPTALİ VE TESCİL
KAMU İDARELERİ ARASINDA TAŞINMAZ DEVRİ
ÖZET : Maliye Hazinesinin mülkiyetinde bulunan taşınmazı, kamu yararına tahsis etmek isteyen davacı Belediye, bu hususta Arsa Ofisi Genel Müdürlüğü ile yaptığı anlaşmayı malik Hazineye karşı ileri süremez ve bu anlaşmaya dayanarak Kamulaştırma Kanununun 30. maddesi uyarınca taşınmaz mülkiyetinin kendisine devredilmesini isteyemez.
(2942 s. Kamulaştırma K. m. 30)
(1164 s. AOK. m. 7)
Dava dilekçesinde dava konusu taşınmazın tapusunun iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tescil istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne dair verilen hükmün temyiz incelemesi davalı hazine vekilince verilen dilekçeler ile istenilmekle dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, gereği düşünüldü.
Davacı G Belediye Başkanlığı Kamulaştırma Yasasının 30. maddesi uyarınca dava konusu taşınmazın Arsa Ofisi Genel Müdürlüğünce G . Belediyesine devri taahhüt edildiğinden bahisle, davalı maliye hazinesi (Milli Emlak Genel Müdürlüğü) adına kayıtlı tapunun iptali ile kendi adlarına tescilini talep etmiştir.
G Belediyesi 26.11.1996 ve 22.1.1997 günlü yazılarıyla Maliye Bakanlığı Arsa Ofisi Genel Müdürlüğüne başvurarak, Bodrum Mesine Mevkii 11 pafta 555 parsel 429.900 m2 taşınmazın, yörenin konut ihtiyaçlarını karşılamak üzere Belediyeye devrini istemiş, Arsa Ofisi Genel Müdürlüğü 7.2.1997 günlü yazısıyla, anılan taşınmazın toplam 440.000.000.000 TL. bedelle Belediyeye satışının, Arsa Ofisi Kanunu Uygulama Yönetmeliğinin 38. maddesine göre uygun görüldüğünü G Belediyesine bildirmiştir.
G Belediyesi daha devir işlemi gerçekleşmeden taşınmazın konut alanı olarak 1/1000'lik imar planını yapmış ve 13.2.1997 günlü Belediye Meclisi toplantısında taşınmazın 4 ayrı kooperatife kısmen tahsisiyle, bunlardan tahsil edilecek paralarla Arsa Ofisi Genel Müdürlüğüne taşınmaz bedelin ödenmesi kararlaştırılmıştı r.
Arsa Ofisi Genel Müdürlüğü taşınmazın kullanım hakkının 1164 sayılı Yasa uyarınca kendilerine devrini 19.12.1995 gününde Milli Emlak Genel Müdürlüğünden talep etmiş, bu satış hakkında kültür Bakanlığına, 24.5.1996 ve 21.8.1996 günlerinde Maliye Bakanlığınca birer yazı yazılmış ve taşınmazın turizm ve ikinci konut amaçlı kullanımı için devri konusunda görüş istenmiştir. Arsa Ofisi Bölge Müdürlüğünce, çevre planına göre bir kısmı rekreasyon alanı, bir kısmı 3. derece arkeolojik sit alanında bulunan taşınmazın, 1/5000 ve 1/1000 ölçekli plan çalışmaları sırasında bir takım sorunlar çıkacağının belirtilmesine rağmen, Kültür Bakanlığının görüş yazısı da beklenmeden taşınmazın Arsa Ofisi Genel Müdürlüğüne satılmasına 15.12.1996 günlü Bakan oluru ile karar verilmiştir.
Arsa Ofisi Genel Müdürlüğüne satışı ve tapuda tescil işlemi henüz gerçekleşmeden Muğla Valiliğinin 4.4.1997 günlü yazısı ile taşınmazın yasa, genelge ve plan hükümlerine aykırı biçimde imara açıldığından bu husus da soruşturma istendiğinden bahisle devir işleminin durdurulması istenmiş, bu istem üzerine Maliye Bakanlığının 7.4.1997 günlü bir yazısıyla devir işlemi durdurulmuş, kültür Bakanlığının 24.4.1997 günlü yanıtında da, dava konusu taşınmazın 3. Derece Arkeolojik sit alanında kalan kısmının satışının uygun olmadığı bildirilmiştir.
G Belediyesinin anılan yazıları ile dava konusu 555 parselin devri, 2942 Sayılı Yasanın 30. maddesi uyarınca Arsa Ofisi Genel Müdürlüğünden istenmiş ve Arsa Ofisi Genel Müdürlüğü talebi belirtilen madde kapsamında görerek devri taahhüt etmiş olduğuna göre uyuşmazlığın 30. madde kapsamında mütalaa edilip çözülmesi gerekir.
Arsa Ofisi Kanununun 1. maddesine göre Arsa Ofisi Genel Müdürlüğü Maliye Bakanlığına bağlı kamu tüzel kişiliğini haiz bir kuruluştur. Aynı Yasanın 18. maddesinde, Arsa Ofisi Genel Müdürlüğünün her türlü idari ve kazai ihtilaflarda husumete ehil olduğu belirtilmektedir.
Olayda tarafları ve nitelikleri farklı 2 ayrı hukuki muamele söz konusudur. ilk hukuki muamele her ikisi de kamu tüzel kişisi olan G Belediyesi ile Arsa Ofisi Genel Müdürlüğü arasında, 2942 sayılı Kamulaştırma Yasasının 30. maddesi uyarınca gerçekleştirilmesi amaçlanan dava konusu taşınmazın devri yolundaki işlemdir. 30. madde uyarınca tarafların devir konusunda anlaşmaları yada anlaşmazlık durumunda Danıştay'ın ilgili dairesince devre karar verilmesi halinde doğması için, devreden kamu tüzel kişiliğinin devrolunan taşınmazın maliki olması gerekir. 30. maddede kurumların "sahip oldukları taşınmaz"dan ve "mal sahibi idare"den söz edilmek suretiyle bu husus belirtilmiştir. Dava konusu taşınmaz, davacının devir konusunda anlaştığı Arsa Ofisi Genel Müdürlüğüne değil, hazineye aittir. Davacın" devir konusunda Arsa Ofisi Genel Müdürlüğüyle 2942 sayılı Yasanın 30. maddesi uyarınca anlaşmış olması devreden kurum malik olmadığına ve buna bağlı olarak mülkiyet belediyeye geçmediğine göre davacıya, davalıya karşı dermeyan edebileceği ayni bir hak bahşetmez. Malik olunmayan bir taşınmazın devri yolundaki anlaşma, ancak mülkiyeti devreden idareye ait olması koşuluyla üçüncü şahıslara karşı hüküm ifade eder. Bu bakımdan davacı Belediye Arsa Ofisi ile yaptığı anlaşmaya dayanarak aralarında bu konuda herhangi bir sözleşme bulunmayan davalı idareden taşınmazın kendisine devrini isteyemez.
Maliye Bakanlığı (Milli Emlak Genel Müdürlüğü) ile Arsa Ofisi Genel Müdürlüğü arasında başlangıçta oluşan ve sonra durdurulan dava konusu taşınmazın, 1164 sayılı Arsa Ofisi Yasasının 7. maddesi uyarınca Arsa Ofisine satışını öngören mutabakat ikinci hukuki muameleyi oluşturmaktadır. Bu hukuki muameleye dayanarak da mutabakatta taraf olmayan davacının dava konusu taşınmaz üzerinde mülkiyet iddiasında bulunmaya ve buna bağlı olarak tapu iptali ve kendi adına tescil istemeye hakkı yoktur.
Yukarda belirtilen gerekçelerle davanın reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Bu itibarla; yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA), Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davalı yararına takdir edilen 20.000.000 TL. vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine, 2.2.1999 gününde oybirliğiyle karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • Clicking Here TLO lookup 
  • 02.05.2025 08:42
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini