 |
T.C.
YARGITAY
18. Hukuk Dairesi
E:1999/12082
K:1999/15212
T:25.11.1999
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
KAMULAŞTIRMA BEDEL ARTIRIMI
TAŞINMAZ VASFI (Akaryakıt istasyonu vs.)
KISMİ KAMULAŞTIRMA
ÖZET:1- Mucavir alandaki bir taşınmazın, akaryakıt istasyonu, ticari işletme, turistik tesis inşaası gibi bir amaçla mevzi imar planının mevcut olması, tek başına taşınmaza arsa niteliği kazandırmaz.
2- Kamulaştırmadan artan kesimdeki tesislerin, yükselen yol kotu sebebiyle yıkılıp yeniden yapılmaları giderlerine hükmedilemez. Ancak kamulaştırma sebebiyle tahrip olan yapı ve tesislerin eski durumuna getirilmesi için gerekli giderler karşılanabilir.
3- Kamulaştırmadan artan kısımdaki yapı ve tesislerin kullanılabilir hale getirilmesi için gerekli onarım süresinde mahrum olunan karara hükmedilemez.
4- Bilirkişilerin denetimi ve değerlendirmelerinin çevre gerçeklerine uygunluğunu sağlamak görevi ile bilirkişi raporlarında belirlenen bedelin isabetli olup olmadığını taktir yetkisi hakime aittir.
(2942 s. Kamulaştırma K.m.11, 12,15)
Dava dilekçesinde kamulaştırma bedelinin arttırılması ile faiz ve masrafların davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacıya ait 1480 m2 arazi üzerinde kurulu bahçeli betonarme akaryakıt istasyonunun davalı idarece 835 m2 'si kamulaştırılmış, 595 m2 'si kalmış, üzerindeki kanapi gölgeliğin, akaryakıt pompasının, fiyat panosunun, bayrak direğinin demontaj-montajı ile saha betonu ve ağaçlar için ayrıca bedel takdir edilmiştir.
Dava dilekçesinde yukarıda sayılanlar yanında kısmi kamulaştırma nedeniyle değer düşüklüğü, işletmeye eski niteliğini kazandırma, kazanç kaybı ve kuyular için toplam 90.658.201.000 TL. artış istenmiştir.
Mahkemece iki kez bilirkişi incelemesi yaptırılmışsa da, raporlar hüküm kurmaya elverişli değildir.
Şöyle ki;
1- Manavgat Belediye Başkanlığının 11.2.1998 günlü yazısında, Belediye mücavir alanı içinde bulunduğu mevzii imar planı mevcut olduğu, parselasyonu yapıldığı, çöpleri Temizlik Müdürlüğünce alındığı bildirilen dava konusu taşınmaz, başkaca bir taşınmazın, akaryakıt istasyonu, ticari işletme, turistik tesis inşası gibi bir amaçla mevzii imar planının mevcut olması tek başına o taşınmaza arsa niteliği kazandırmaz. Taşınmazın çevresinin de iskana açılıp, arsa niteliğini kazanması ve meskün olması nedeniyle belediye hizmetlerinden yararlanması veya mevzii imar planının 1/1000'lik uygulama imar planı niteliğinde olması gerekir.
Bakanlar Kurulunun Yargıtay'ca kısmen benimsenen 28.2.1983 gün ve 1983/61 22 sayılı Kararı uyarınca, imar planında yer almayan bir taşınmazın, arsa sayılabilmesi için belediye veya mücavir alan sınırları içinde olmakla beraber, belediye hizmetlerinden (belediyece meskün olduğu için veya meskün hale getirileceği için sunulan yol, su, elektrik, ulaşım, çöp toplama, kanalizasyon, aydınlatma vs.) yararlanan ve meskün yerler arasında yer alması gerekir.
Bu hususlar Belediye Başkanlığından ve diğer ilgili merciilerden sorulup alınacak cevap yazılarına göre taşınmazın arsa niteliğinde olup olmadığının saptanmamış olması doğru görülmemiştir.
2- Bilirkişi raporlarında, kısmi kamulaştırma sonucu akaryakıt istasyonunun işletme bütünlüğünün bozulduğundan bahisle, kalan 595 m2 alanlı kısmın değeri, tarım arazilerine özgü yıllık net gelire, kapitalizasyon faizi uygulanmak suretiyle 310.440.151.200 TL. bulunmuş ve arta kalan kesimde bu miktarın % 20'si olan 62.088.030.240 TL. değer eksilişi olacağı sonucuna varılmıştır. Yıllık net gelir belirlenirken de, vergi beyanıyla yetinilmeyip, bir takım faraziyelere dayanılarak fahiş bir değere erişilmiştir.
Kamulaştırma Yasasının 12. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi, kamulaştırma dışında kalan kısmın kıymetinde kamulaştırma nedeniyle eksilme meydana geldiği takdirde bunun, kalan kısmın 11. maddede belirtilen esaslar çerçevesinde takdir edilecek bedeli ü?erinden hesap edileceğini öngörmektedir. Aynı Yasanın 11. maddesinin (f) bendi, yalnızca tarım arazilerinin bedelinin saptanmasında yıllık net ürün gelirinin esas alınacağını kurala bağlamıştır. Kamulaştırılan taşınmaz ticari işletme ya da sınai kuruluş niteliğinde de olsa değeri, yıllık net gelir esas alınarak değil, zemin değerine üzerindeki yapı ve tesislerin 11. maddenin (h) bendi uyarınca belirlenecek değeri eklenmek suretiyle bulunur. Şu halde, kamulaştırmadan artan kısmın değerinin, zemin bedeline üzerindeki yapıların kamulaştırma tarihindeki resmi birim fiyatları esas alınıp yıpranma payı düşülerek bulunacak yapı maliyet fiyatları eklenmek suretiyle saptanması ve bu değerin belli bir oranının (somut olayda %20) kıymet eksilişi olarak kabul edilip kamulaştırılan kısmın değerini ilavesi gerekir.
3- Bilirkişi kurulları işletmenin yol inşaatı, yıkma ve yeniden yapma için 90 güne ihtiyaç olduğunu, bu sürede satışların % 50 oranında düşeceğini ileri sürerek, 1.530.937.710 TL. kazanç kaybı olacağından bahisle, kamulaştırma bedeline bu miktarı da eklemişlerdir. Kamulaştırma Yasası, kamulaştırma halinde değer biçilecek hususları tek tek saymış, bunlar arasında böyle bir tazminata yer vermemiştir. Yasal dayanaktan yoksun tazminat isteminin reddi gerekir.
4- Bilirkişi kurulları, yol kotunun 0,97 metre yükseltileceğini belirterek, kamulaştırma dışında kalan kısım üzerinde bulunan istasyon, market, satış servisi, lokanta ve eklentilerinin yıkılıp yeniden yapılması bedeli olarak 7.827.747.710 TLyı kamulaştırma bedeline eklemişlerdir. 2942 sayılı Yasanın 12. maddesinin 3. fıkrası, kamulaştırma dışında kalan kısım üzerinde kesilen bina, ihata duvarı, kanalizasyon, su, elektrik, havagazı kanalları, makine gibi tesislerin mal sahiplerine kalacak olanlarının eski nitelikleri dairesinde kullanılabilecek duruma getirilebilmeleri için gerekli gider ve bedelin kamulaştırma bedeline ekleneceğini öngörmekte ise de, tesisin tamamen yıkılıp tüm birimlerinin kot seviyesi yükseltilmek suretiyle yeniden yapılmasına bu hüküm olanak tanımaz. 12. maddenin 3. fıkrası, kamulaştırma nedeniyle tahrip olan yapı ve tesislerin onarılıp eski nitelikleri dairesinde kullanılabilecek duruma getirilebilmeleri için gerekli giderlerin karşılanacağına ilişkin olup, tamamı kamulaştırma dışı alanda kalan ve tahrip olmayan yapıların yıkılıp yeniden yapılmasına cevaz vermez. Karayollarının akaryakıt istasyonlarına değil, akaryakıt istasyonlarının karayollarına tabi olması gerekir. Yol kotunun yükselmesi nedeniyle tüm yapıların yıkılıp yeniden yapılması masraflarının davalı idareye yüklenmesi gerekeceği kabul edilirse, bu tür tazminatın kısmen de olsa kamulaştırılmayan aynı durumdaki akaryakıt satış istasyonları lehine de hükmedilmesi gerekir. 12. maddenin 3. fıkrası uyarınca ancak istasyonla karayolu arasında irtibatı sağlayacak, kot farkını giderici eğimli yol yapım masrafları ile, ihata duvarı, kanalizasyon, su, elektrik, makine gibi tesisler kamülaştı rma sonucu işlevlerini yitirmişlerse, bunların eski nitelikleri dairesinde kullanılacak duruma getirilebilmeleri için gereken giderlere hükmedilebilir.
5- Kamulaştırma Yasasının 15. maddesi, taşınmaz malın kıymetinin bilirkişi marifetiyle tesbit edileceğini öngörmekle birlikte, bilirkişilerin denetimi ve yapılan değerlendirmelerin çevre gerçeklerine uygunluğunu sağlamak görevi ilk planda ve öncelikle çevreyi ve kamulaştırma konusu taşınmaz malı tanıyan ve bu konuda, Anayasanın 138. maddesine göre Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdani kanaatlerine göre nihai hükmü verecek olan hakime aittir. Nitekim 2942 sayılı Yasanın 15. maddesi; bilirkişi kurulu tarafından belirlenen bedelin isabetli olup olmadığını takdir yetkisini hakime vermiştir. Bilirkişinin oy ve görüşlerinin hakimi bağlamayacağı yolundaki HUMK. nun 286. maddesi göz önüne alınarak, karar her türlü çelişki ve uyumsuzluklar giderildikten sonra verilmelidir.
Bu durumda mahkemece yapılacak iş, bilirkişi kurullarından bozma nedenlerine uygun ek raporlar almak, raporların bozmaya uygunluğunu denetlemek, bilirkişilerin görüşlerinde ısrar etmeleri halinde, gerekirse yeniden bilirkişi kurulları oluşturarak hasıl olacak sonuca göre karar vermek olmalıdır.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK. nun 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA), temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 25.11.1999 gününde oybirliğiyle karar verildi.