 |
T.C.
YARGITAY
18. Hukuk Dairesi
E:1999/11867
K:1999/11154
T : 29.9.1999
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
KAMULAŞTIRMA BEDELİNİN ARTIRILMASI
BİLİRKİŞİ RAPORU
ÖZET : Dava konusu taşınmazın çok yakınındaki taşınmaz satışı emsal alınmasına rağmen, düzenlenen raporlar arasındaki fahiş fark değerlendirmenin isabetsiz olduğunu gösterir. Alınan ek raporlara rağmen bu çelişki giderilemediği takdirde, mahkemece yeni bilirkişi kurullarından raporlar alınmalı, emsalle dava konusu taşınmazın benzer konumda oldukları olgusu da gözetilerek raporlar denetlenmeli ve sonuca göre karar verilmelidir.
(2942 s. Kamulaştırma K. m. 11)
(1086 s. HUMK. m. 275)
Dava dilekçesinde kamulaştırma bedelinin arttırılması ile faiz ve masrafların davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Bozmaya uyulmuş ise de, bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir.
Şöyle ki;
Her iki bozma kararında, aynı emsali almalarına karşın, birinci bilirkişi kurulu raporuyla iki ve üçüncü raporlar arasındaki fahiş farka değinilmiş ve bu konularda ikinci ve üçüncü bilirkişi kurullarından ek rapor alınması istenilmiş ise de, bilirkişiler ısrarla ve inandırıcı olmayan gerekçelerle vardıkları sonucu değiştirmemişlerdir. HUMK.nun 275. maddesine göre "mahkeme, çözümü özel ve teknik bir bilgi gerektiren hallerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir." Özel ve teknik bilgileri olduğu varsayılarak bilgilerine başvurulan bilirkişilerden ilki makul gerekçeler göstererek emsal ile aynı yerde ve konumda bulunan dava konusu taşınmazın aynı değerde Olduğunu belirtirken, ikinci ve üçüncü bilirkişi kurulları dava konusu taşınmazın çok yakınında bulunan, aynı emsalden 2.5 kat daha değerli olduğunu öne sürmektedirler. Bilirkişilerin görüşleri ve vardıkları Sonuçlar arasında belli oranda fark bulunması doğalsa da, aynı taşınmaza bir bilirkişi kurulu 25.786.430 TL./m2 değer biçerken diğer kurulların 68.555.615 TLIm2 değer biçmesi ve bu raporlara dayanılarak hüküm kurulması, yargıya ve bilirkişi kurumuna olan güveni sarsar. Her ne kadar 2942 sayılı Yasanın 15. maddesi kıymet takdirinin bilirkişiler marifetiyle yapılacağını öngörmekte ise de, aynı maddenin 10. fıkrası, hakimin, bilirkişi kurulu tarafından takdir olunan bedelde açık bir isabetsizlik gördüğü takdire yeni bilirkişi kurulu incelemesine gidebileceğini kurala bağlamaktadır. Raporlar arasındaki böylesine fahiş fark, değerlendirmenin isabetsiz olduğu ve alınan ek raporlara karşın, bu isabetsizliğin giderilmediği sonucunu doğurur. Her ne kadar kıymet takdiri bilirkişilerin yetkisi dahilinde ise de, Anayasaya, Kanuna ve Hukuka uygun olarak vicdani kanaatlerine göre hüküm vermeleri Anayasa'nın 138. maddesi gereği olan hakimlerin, nihai kararı verirken varılan sonucun isabetli olduğuna vicdani olarak kanaat getirmeleri, varılan sonucu isabetli bulmadıkları takdirde yeni bilirkişi incelemelerine tevessül etmeleri gerekir.
2. ve üçüncü bilirkişi kurulu ısrarla aynı kanaatlerini muhafaza ettiklerine göre, mahkemece yapılacak iş yeni bilirkişi kurulları görevlendirilerek raporlar almak ve emsalle dava konusu taşınmazın benzer konumda oldukları olgusunu da gözeterek raporları denetleyip hasıl olacak sonuca göre karar vermek olmalıdır.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA), temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 29.9.1999 gününde oybirliğiyle karar verildi.