 |
T.C.
YARGITAY
18. Hukuk Dairesi
Esas No : 1998/821
Karar No : 1998/1439
Tarih : 19.2.1998
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
TAŞINMAZIN VASFI
OBJEKTİF DEĞER ARTIŞI
BOZMA ÜZERİNE BİLİRKİŞİLERİN GÖREVİ
KARAR ÖZETİ: Köy idari sınırları içinde bulunup herhangi bir belediye veya mücavir alan sınırları içinde olmayan ve belediye hizmetlerinden yararlanmayan, köy muhtarlığınca sunulan hizmetlerden yararlanan taşınmaz arazi olarak değerlendirilmelidir. Sunulan bu hizmetler ancak objektif değer artıran unsur olarak kabul edilebilir.
Bilirkişi kurulu mahkemece uyulan bozma ilamı gereğini yerine getirmek zorunda olup, direnme niteliğinde rapor düzenleyemez.
(2942 s. Kamulaştırma K.m. 11,15)
Dava dilekçesinde kamulaştırma bedelinin arttırılması ile faiz ve masrafların davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Bozma ilamına mahkemece uyulmuş ise de, gereği tam olarak yerine getirilmemiş, yine bilirkişi raporuna dayanılarak bozma ile kabili telif olmayan biçimde hüküm kurulmuştur. Şöyle ki;
1- Belediye Başkanlığı yazısında dava konusu taşınmazın herhangi bir belediye sınırları veya mücavir alan sınırları içinde yer aldığı bildirilmemiştir.
2- Belediye Başkanlığı yazısında dava konusu taşınmaz ve çevresinde kanalizasyon ve su şebeke hattı bulunmadığı, çöp toplama hizmeti görülmediği, belediyece aydınlatma yapılmadığı bildirilmiş olmasına rağmen bilirkişi raporunda bu hizmetlerin mevcut olduğu, bir kısmının köy muhtarlığınca karşılandığı bildirilmiştir. Taşınmazın hangi hallerde arsa olarak değerlendirileceği hükmüne uyulan bozma ilamının bir nolu paragrafında etraflıca açıklanmıştır. Bunlara ilaveten herhangi bir belediye sınırı içinde imar planı ve mücavir alanda yer almayan, köy idari sınırları içinde bulunan bir taşınmazın köy muhtarlığınca sağlanan su, elektrik ve çöp toplama hizmetlerini alması onun arsa olarak değerlendirilmesine yeterli olmaz. Mevzuatımıza göre belediyesi olmayan köydeki taşınmaz arsa sayılmaz. 0 nedenle taşınmazın tarım arazisi olarak değerlendirilmesi, ancak konumu ve bazı alt yapılardan yararlanma olanağı ile turistik tesislere yakınlığı sebebiyle Kamulaştırma Kanununun 11. maddesinin (i) bendi hükmü uyarınca gelir metoduyla bulunan değerinin bu objektif nedenlere davalı olarak uygun bir oranda (bir mislini geçmeyen) arttırılması gerekir.
Mahkemece; aralarında tarım uzmanı da bulunan bozmadan sonraki kuruldan bu konuda ve bu değerlendirme esaslarına dayanan ek rapor alınmalı, bu suretle bulunacak değer takdirinin bir mislini aşması halinde Kamulaştırma Kanununun 15 maddesinin 11. fıkrası hükmü uyarınca yeniden bilirkişi kurulu oluşturulmalı ve hasıl olacak sonuca göre karar verilmelidir.
Diğer taraftan hükmüne uyulan bozma ilamında Kamulaştırma Kanununun 11. maddesinin son fıkrası hükmüne dikkat çekilerek enerji nakil hattının izdüşümünde değer kaybı hesaplanmasına rağmen ayrıca taşınmazın tamamında değer kaybı hesaplanamayacağı belirtilmiş olduğu halde bilirkişiler mahkemenin uyma kararına aykırı olarak önceki kararda adeta direnir şekilde aynı hesaplama yoluna gitmişlerdir. Oysa, dava konusu taşınmazın yukarda açıklandığı gibi tarım arazisi olarak değerlendirileceği de dikkate alınarak taşınmazdaki kıymet düşüklüğünün karşılığı kamulaştırma bedelinin taşınmazın bulunacak toplam değerinin, taşınmazın yüzölçümü, konumu, irtifak hakkının geçtiği yer ve benzer kamulaştırmalar dikkate alınarak % 15 inden ve herhalde, irtifakın geçtiği yerin mülkiyet kamulaştırma bedelinden fazla olmamak üzere saptanması gerekir.
Ayrıca Kamulaştırma Kanununun 11. maddesine göre taşınmazın hali hazır durumu (değerlendirme tarihindeki) dikkate alınarak değerlendirileceğinden geleceğe yönelik bir takım muameleler farz edilerek taşınmazın üzerinde lehine kurulduğu taşınmaz için bil değer kazanımı; dava konusu taşınmaz için bir değer kaybı yapması kaçınılmaz olan geçit hakkının hükmüne uyulan bozmaya rağmen değer kaybına yol açmayacağının kabulü de usul ve yasaya aykırıdır. Bunun da taşınmazın bulunan değerinden belli bir miktarın indirilmesi ile karşılanması gerekir.
Mahkemece bozma ilamına uyulduğuna göre bilirkişi kurulları, bozma gereklerini yerine getirmek zorundadır.
Bu itibarla; yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA), temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 19.2.1998 gününde oybirliğiyle karar verildi.