 |
T.C.
YARGITAY
18. Hukuk Dairesi
E. 1997/6124
K. 1997/7750
T. 16.9.1997
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
İNTİFA HAKKININ KAMULAŞTIRILMASI
İNTİFA HAKKINDA FAİZ
KARAR ÖZETİ: Taşınmaz üzerindeki intifa hakkı, kamulaştırma ile bedele intikal ettiğinden, intifa hakkı sahibi, intifa payına tekabül eden ve bankaya yatırılmış bulunan artırım bedelinin fiilen gerçekleşmiş bulunan faizini, bedel artırım davası açmamış olsa bile talep etme hakkına sahiptir.
(2942 s. Kamulaştırma K. m. 11,14/son)
(743 s. MK. m. 717,728)
Dava dilekçesinde, kamulaştırma bedelinin intifalı kısmının faizinin davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece, davanın reddine dair verilen hükmün temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması davacı vekili tarafından yasal süresi içinde verilen temyiz dilekçesi ile istenilmekle; taraflara yapılan tebligat üzerine duruşma için tayin olunan günde taraflar adına gelen olmadı. Evrak üzerinde inceleme yapılarak tetkik hâkiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Davacı bedel arttırımı davasına konu olup, kamulaştırma bedeli arttırılan taşınmazdaki intifa hakkına dayanarak bu intifa hakkı sebebiyle bankaya yatırılan arttırılmış bedelin, intifa hakkına karşılık tahakkuk eden faizini istemektedir.
Bedel arttırım davasında mahkemece, davacının intifa hakkı dikkate alınarak, üzerinde intifa hakkı bulunan payına tekabül eden arttırım bedelinin bankaya yatırılarak faizinin davacıya ödenmesine karar verilmiş iken, Dairenin düzeltilerek onama kararında, davacı olmayan kişi lehine hüküm kurulamayacağı gerekçesiyle faizin ödenmesine ilişkin bölüm çıkarılmış, intifa hakkına tekabül eden bedelin bankaya yatırılmasıyla yetinilmesi öngörülmüştür.
Davacının taşınmaz üzerinde sahibi olduğu intifa hakkı, kamulaştırma ile bedele intikal etmiştir. O halde, davacı bu hakkına dayanarak, bu intifa hakkı sebebiyle bankaya yatırılmış bulunan artırılmış bedelin fiilen gerçekleşmiş faizini isteyebilir.
Bu nedenle, bu arttırılmış bedele fiilen gerçekleşmiş faizin ne olduğu belirlenerek ona hükmedilmesi gerekirken, davacının bedel arttırımı davası açmadığı gerekçesiyle davanın reddi doğru görülmemiştir.
Davacı, bir ilgili olarak bedel arttırma davasını kamulaştırmanın tebliği üzerine açabilir. Ancak bu davayı açmamış olması, çıplak mülkiyet maliklerinin açtıkları bedel arttırımı davası sonucundan yararlanmasına engel olmaz. Taşınmazın artırılmış bedeli gerçek bedeli olarak kabul edildiğine göre intifa hakkının bu yeni bedele intikal ettiğinizde kabulü gerekir.
Nitekim, arttırılan bedelin bankaya yatırılması nedeni de davacının taşınmaz üzerindeki intifa hakkının bedele dönüştüğü ve bu bedel üzerinde intifa hakkı olduğu içindir. Ancak, yukarıda belirtildiği gibi mahkemece hesaplanacak olan intifalı payın faizi fiilen gerçekleşmiş faiz olup, davacının iddia ettiği gibi mefruz olanı değildir.
Bu itibarla, yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA), temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine 16.9.1997 gününde oybirliğiyle karar verildi.