 |
T.C.
YARGITAY
18. Hukuk Dairesi
E. 1997/3581
K. 1997/5237
T. 23.5.1997
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
BAĞIMSIZ BÖLÜMDE DOKTOR MUAYENEHANESİ
MESKENDE MUAYENEHANE AÇILMASI
KARAR ÖZETİ: Anagayrımenkulün bağımsız bir bölümünde kurulması yasak olan müesseseler dışında, yönetim planında mesken olarak gösterilen bağımsız bölümde, kat malikleri kurulunun oybirliğiyle verdiği karar olmaksızın doktor muayenehanesi açılmışsa, mahkemece, mesken olarak kullanılma için verilen belli süreye uyulmaması halinde, tahliye kararı verilmesi gerekir.
(634 s. KMK. m. 24/1-2, 28)
Dava dilekçesinde eski hale getirme ve tahliye istenilmiştir. Mahkemece, davanın reddi cihetine gidilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Kat Mülkiyeti Kanununun 24. maddesinin 1. fıkrasında, anagayrimenkulün kütükte mesken, iş veya ticaret yeri olarak gösterilen bağımsız bir bölümünde hastahane, dispanser, klinik, poliklinik, ecza labaratuarı gibi müesseseler kurulamayacağı belirtildikten sonra; dispanser, klinik, poliklinik niteliğinde olmayan muayenehanelerin bu hükmün dışında olduğu açıklanmıştır.
Anagayrimenkulün niteliklerine bakılmaksızın bağımsız bölümlerinde kurulması yazılı olan müesseseler ve istisnaları bu suretle açıklandıktan sonra 2. fıkrada, kütükde mesken olarak gösterilen bağımsız bölümlerde kat malikleri kurulunun oybirliği ile vereceği karar ile açılabilecek işyerleri sıralanmıştır.
Bu yasal hükümlere dayanan uygulamada doktor muayenehanelerinin anagayrimenkulün mesken olarak ayrılmış bölümlerinde de açılabileceği kabul edilmiştir.
Ancak; Kat Mülkiyeti Kanununun 28. maddesi, yönetim planının tanımına yer vermiş, bu yönetim planının anagayrimenkulün yönetim tarzını, kullanma maksat ve şeklini, yönetici ve denetçilerin alacakları ücreti ve yönetime ait diğer hususları düzenleyeceğini ve yönetim planının tüm kat maliklerini bağlayan bir sözleşme olduğunu belirtmiştir.
O halde, kat malikleri işyeri olsun, mesken veya büro olsun, anagayrimenkulün bağımsız bölümlerinde onların bu niteliklerine uygun olarak kullanımlarını kısıtlamayacak hükümlere yönetim planında yer verebilirler. Kullanım şekli ve amacı mesken olan bağımsız bölümde bu kullanımı hiçbir şekilde etkilemeyecek olan yasaklar yönetim planına konabilir. Nitekim, dava konusu bağımsız bölümün içinde yer aldığı anagayrimenkulün yönetim planında meskenlerin "muayenehane' olarak kullanılamayacağı öngörülmüştür. Yönetim planı, tüm kat maliklerini ve haleflerini bağlayıcı bir sözleşme olduğuna göre, kat maliklerinin ve kiracılarının bu sözleşmeye uymaları zorunludur.
Bu itibarla, dava konusu bağımsız bölümün tapudaki mesken olarak kayıtlı niteliğine uygun biçimde kullanılması için davalılara belli bir süre verilerek, bu süre içinde bu husus yerine getirilmediğinde tahliye kararı verilmesi gerekirken, davanın yazılı gerekçelerle reddi doğru görülmemiştir.
Mahkemece, anagayrimenkule ait tapu kaydı getirtilerek davacının anagayrimenkulde bağımsız bölüm maliki olup olmadığının tespit edilmesi ve ayrıca mevcut bağımsız bölüm tapu kaydına göre davalı Zuhal'in malik olmayıp, Erdem'in malik olduğu hususu dikkate alınarak, davacıya asıl malik olan Erdem'e dava dilekçesi tebliğ edilmek, bu suretle tarafların yasaya uygun biçimde oluşturulmasından sonra yukardaki esaslara göre hüküm tesisi gerekir.
Bu itibarla, yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA), temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 23.5.1997 gününde oybirliğiyle karar verildi.