 |
T.C.
YARGITAY
18. Hukuk Dairesi
E. 1997/343
K. 1997/890
T. 4.2.1997
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
VAKIF TESCİLLERİ
VAKIF TESCİL KARARININ TEMYİZİ
KARAR ÖZETİ: Vakıfların mahkemece tescili, ihtilafsız kazai işlem olduğundan; vakfedenin tescilden önce vefat etmesi halinde, mütevellinin tescil isteği üzerine, mirasçıların, "ilgili" sıfatı ile dinlenmeleri doğru ise de; müdahilliklerine karar verilmesi usuli bir hata olduğundan, Yargıtay'ca göz önüne alınamayacak olan müdahillik sıfatı, tescil kararını temyiz hakkı vermez.
(743 s. MK. m. 73, 74, 75)
(1086 s. HUMK. m. 53)
Dava dilekçesinde vakfın tescili istenilmiştir. Mahkemece, davanın kabulü cihetine gidilmiş; hüküm, müdahiller vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup, gereği düşünüldü:
Cumali vefat etmeden önce, noterde düzenlediği 24.11.1981 ve 19.2.1988 tarihli vasiyetnameler ile bazı mallarını ........... Eğitim Kültür ve Manevi Değerlere Hizmet Vakfı adı altında, Medeni Kanunun 73. maddesi gereğince vakfetmiş, adı geçen 16.2.1989 tarihinde vefat etmiş, vakıf mütevellisi olarak tayin edilen kişilerce tescil isteminde bulunulmuştur.
Vakfedenin mirascıları da "ilgili" sıfatı ile bu duruşmaya katılmışlardır. Mahkemece bu kişiler davada müdahil sıfatıyla dinlenmiş ve ikame ettikleri deliller toplanmış ise de, Medeni Kanunun 74 ve Türk Medeni Kanunu Hükümlerine Göre Kurulan Vakıflar Hakkındaki Tüzüğün 5. maddesi dikkate alındığında, tescil istemini içeren başvuru bir dava niteliğinde olmadığı gibi, mirasçıların böyle bir yargılamada davaya müdahil olarak katılmaları da söz konusu değildir. Gerçekten, Medeni Kanunun 74. maddesi hükmü incelendiğinde, sadece Vakıflar Genel Müdürlüğü mahkemece verilen tescil kararının tebliği üzerine iki ay içerisinde ancak temyiz yoluna başvurabilecek iken, kendilerini ilgili olarak gören kişilerin dava niteliğinde de olmayan böyle bir ihtilafsız kazai işleme müdahil olarak katılmaları da söz konusu olamaz. Sözü edilen Tüzüğün 5. maddesinin 5. fıkrasına göre, mahkeme esas itibariyle evrak üzerinde karar vermek durumunda olup, gereken hallerde vakfedeni ve diğer ilgilileri de bu inceleme sırasında dinleyebilir ise de, mahkemenin böyle bir yola girmesi, "ilgililer" deyimi kapsamında olan kişilerin menfaatları haleldar olduğu gerekçesi ile vakfın kurulmasına karşı gelmeleri ve vakfın tesciline karar verilmesi halinde de temyize başvurmaları hakkını vermez. ilgililerin mahkemece dinlenmeleri, vakfın tesciline ilişkin işlemin mahkemece değerlendirilmesine yönelik olup, çekişmesiz kaza işlemi niteliğindeki bu tescilde, bu kişilerin taraf olmalarını gerektirmez. Hal böyle olunca mahkemenin bu kişileri müdahil olarak kabul etmesi bir usulü hatadır. Böyle bir hatalı işlem sonucu yargılama sırasında bu kişilere izafe edilen sıfatın Yargıtay'ca dikkate alınmayacağı ve hatalı bir işlemin hukuki sonuç doğurmayacağı da açıktır.
Bütün bu hususlar dikkate alındığında, mahkemenin tescile ilişkin kararını temyiz eden vakfedenin mirasçıları Uğur ve arkadaşlarının bu ihtilafsız kaza işleminde kendilerine taraf yada müdahil sıfatı izafesinin mümkün olmadığı için kararı temyiz etme hakları da bulunmamaktadır.
Bu kişilerin, kurulan vakıf nedeniyle menfaatlerinin ihlal edildiği kanısında bulundukları takdirde yasada öngörülen hukuki yollara başvurabilecekleri tabiidir.
Bu itibarla, tescil kararını temyiz eden Uğur ve arkadaşlarının temyiz istemlerinin (REDDİNE), temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene ladesine, 4.2.1997 gününde oybirliğiyle karar verildi.