 |
T.C.
YARGITAY
18. Hukuk Dairesi
E. 1997/3290
K. 1997/4496
T. 8.5.1997
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
YARGILAMA AŞAMASINDA ADLİ YARDIM
KAMULAŞTIRMA DAVALARINDA İKİNCİ KEŞİF
KARAR ÖZETİ: Kamulaştırma davalarında, kıymet takdir komisyonunun takdir ettiği değerle, birinci bilirkişi heyeti raporu arasında, bir mislini aşan önemli oransızlık varsa, ikinci keşfin yapılması zorunludur. 2. keşifle ilgili işlemler; mahkemece, resen icrası emrolunacak işlemlerden olduğu için, keşif masraflarını taraflar yatırmıyorlarsa, ileride, haksız çıkacak taraftan alınmak üzere, devlet hazinesinden ödenmesi gerekeceğinden, keşif yapılmaksızın davanın reddedilmesi doğru değildir.
(2942 s. Kamulaştırma K. m. 15/11)
(1086 s. HUMK. m. 415, 469)
Dava dilekçesinde, kamulaştırma bedelinin arttırılması ile faiz ve masrafların davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup, gereği düşünüldü:
Kamulaştırma Kanununun 15. maddesinin 11. fıkrası hükmüne göre, birinci bilirkişi kurulu tarafından takdir olunan bedel ile kıymet takdir komisyonu tarafından tayin edilen kıymet arasında önemli oransızlık (Yargıtay uygulamalarında bir mislini aşan) bulunduğu takdirde hakim, aynı usuller ile yeni bilirkişi kurulu oluşturarak kıymet takdirini yaptırmak durumundadır. Bu hüküm tarafların iradesine bağlı olmaksızın mahkemece resen icrası emrolunacak işlemlerden olup, HUMK.nun 415. maddesi kapsamındadır.
Davacı, yeni bir keşif parası yatırmaya muktedir olmadığını bildirdiğine göre, keşif giderinin davalı tarafın yatırması veya sözü edilen maddede öngörüldüğü üzere ileride haksız çıkacak taraftan tahsil edilmek üzere devlet hazinesinden ödenmesine (mevcut mevzuat dairesinde) karar verilmelidir.
Mahkemece davacıya HUMK.nun 469. maddesinin 2. fıkrası hükmü dikkate alınarak bu konuda bir başvuruda bulunmasına mehil de verilmeden davacının reddi doğru görülmemiştir.
Bu itibarla, yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA), temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 8.5.1997 gününde oybirliğiyle karar verildi.