 |
TC.
YAR G İTAY
18. Hukuk Dairesi
E. 1996/3903
K. 1996/4624
T. 9.5.1996
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
BEDEL ARTIRIM DAVASI
FAİZ İSTEĞİ
KAMULAŞTIRMA TEBLİGATI
USULSÜZ TEBLİGAT
HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE
KARAR ÖZETİ Tebligat, usulüne aykırı olarak yapılmış olsa bile muhatabının tebliğe muttali olması halinde geçerli sayılır.
Davacıların, tebligata muttali olduklarını resmi bir işlem olan kamulaştırma bedelini bankadan çekerek belgeledikleri, bu tarihten çok sonra olan dava tarihinde tebligatı yeni aldıklarını ileri sürmeleri, hakkın kötüye kullanılması olup yasalar karşısında himaye görmez.
Bu sebeple, Kamulaştırma Kanununun 14. maddesindeki sükutu hak müddeti içerisinde bedel artırım davası istenmemiş olması nedeniyle, davanın reddi gerekirken, kabulü doğru değildir.
(2942 s. Kamulaştırma K. m. 14/1)
(7201 s. Tebligat K. m. 32)
(743 s. MK. m. 2)
Dava dilekçesinde, kamulaştırma bedelinin artırılması ile faiz ve masrafların davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulü cihetine gidilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Geri çevirme kararı Çizerine dosyaya getirtilen Ziraat Bankası Bursa Şubesi Müdürlüğünün 9.4.1996 gün ve 2767-364 sayılı yazısına göre, bedel artırım davasına konu olan kamulaştırma ile ilgili olup bankaya yatırılan ihtilafsız bedel, davalılardan İbrahim'e 1.6.1987; Hasan'a 12.10.1987 tarihinde ödenmiş bulunmaktadır.
Hukuk Genel Kumlu kararı uyarınca, tutanaktaki eksiklik nedeniyle usulsüz olduğu saptanmış bulunan tebligat ise her iki davacıya 5.5.1987 tarihinde yapılmıştır. Bu tebligatın Hukuk Genel Kurulu kararı karşısında usulsüz olduğunun kabulü doğru ise de; Tebligat Kanununun 32. maddesinin 1. fıkrası hükmü uyarınca tebligat usulüne aykırı olarak yapılmış olsa bile muhatabının tebliğe muttali olmuş olması halinde muteber sayılır. Her iki davacı tebligatı almaları üzerine, aradan geçen kısa süre içerisinde tebligatta kendilerine bildirildiği üzere bankadaki ihtilafsız bedeli yukarıda sözü edilen tarihlerde bankadan çekmişlerdir. Maddenin 2. fıkrası bu gibi hallerde her ne kadar muhatabın beyan ettiği tarihin tebliğ tarihi olacağını hükme bağlamış ise de; yukarıda açıklandığı gibi davacıların muttali oldukları tarihler (bankadaki parayı çektiklerine göre) 1.6.1987 ve 12.10.1987'dir. Aradan beş yıl geçtikten sonra davacıların tebliğe yeni muttali olduklarını beyan etmiş olmaları yukarıda sözü edilen olgu karşısında iyiniyet kuralları ile bağdaşmaz. Hakim her davada iyiniyetin mevcut olup olmadığını resen araştırmak durumunda olup bu suretle her davada mevcut olması gereken iyiniyet İlkesinin ihlal edilmiş olduğu aşikar olan hallerde bu hususu dikkate almak durumundadır. Tebligata muttali olduklarını, resmi bir işlem olan ve kendilerine yarar sağlayan, kamulaştırma bedelini çekmek işlemiyle belgeleyen davacılar, bu tarihten çok sonra olan dava tarihinde, tebligata yeni muttali olduklarını ileri süremezler. Böyle bir davranış, hakkın suistimali olup yasalar karşısında himaye görmez.
Bu nedenle; davacılar İbrahim ve Hasan'ın açtıkları davaların, sözü edilen Tebligat kanununun 32. maddesi ve Medeni Kanunun 2. maddesi hükümleri karşısında, kamulaştırma Kanununun 14. maddesinde sözü edilen sükutu hak süresi içerisinde açılmamış olduğunun kabulü ile buna göre hüküm tesisi gerektiğinin düşünülmemesi doğru görülmemiştir.
Bundan ayrı, diğer davacı Münire ile ilgili olarak, geri çevirme kararına rağmen, ihtilafsız bedelin bankadan çekilmiş olup olmadığı bildirilmemiş, olduğu dikkate alınarak yukarıda açıklanan esaslar doğrultusunda bu konuda gerekli araştırma yapılmadan, bu davacının da davasının süresinde olduğunun kabulü usul ve yasaya aykırıdır.
Bu itibarla, yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA), temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 9.5.1996 gününde oybirliğiyle karar verildi.