 |
T.C.
YARGITAY
18. Hukuk Dairesi
E. 1996/333
K. 1996/1877
T. 27.2.1996
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
VAKIFLARIN TESCİLİ
VAKFEDENİN ÖLÜMÜ
VAKFEDENİN MİRASÇILARININ MÜDAHİLLİGİ
KARAR ÖZETİ: Vakıfların mahkemece tescili, ihtilafsız kaza işlemi olduğundan, evrakı üzerinde karar verilmesi gerekir.
Vakfedenin tescil için başvurduktan sonra ölmesi halinde, mirasçılar veya lehine mal vasiyet edenlerin davaya müdahil olarak katılmaları mümkün olmadığından, mahkemenin bu kişileri adi müdahil kabul etmesi hukuki sonuç doğurmaz ve kendilerine kararı temyiz hakkı vermez.
(743 s. MK. m. 74/1, 3, 5; 76)
[Vakıflar Hk. Tüz.- 7/1066 s. (25.7.1970 Ta.) m. 5/2]
Dava dilekçesinde vakıf senedinin tescili, vakfın sicile kaydı istenilmiştir. Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen hükmün temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması bir kısım müdahil davalı vekili tarafından yasal süresi içinde verilen temyiz dilekçesi ile istenilmekle; dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Müteveffa Behiye, ölmeden önce İstanbul Yirmibeşinci Noterliği'nce resen düzenlenen 4.7.1989 tarih, 32452 yevmiye nolu vakıf senedi ile, bazı mallarını Mühibe Eğitim ve Sağlık Vakfı adı altında Medeni Kanunun 73. maddesi uyarınca vakfetmiş ve 17.7.1989 tarihli dilekçesiyle ikametgahı olduğunu bildiği Fatih'deki 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'ne başvurarak Medeni kanunun 74. maddesi gereğince tescil istemiştir. İstem tarihinden sonra mahkemece yapılan inceleme sırasında adı geçen, 4.8.1989'da vefat etmiştir. Vakıflar Genel Müdürlüğü, Vakıflar Tüzüğünün 5. maddesine dayanarak istemde bulunanın yerine geçmiş ve mahkeme incelemesine katılmıştır.
Bu arada, vakfedenin mirasçıları ve lehlerine mal vasiyet edilen kişiler de "ilgili" sıfatıyla bu tahkikata katılmışlardır. Mahkemece, bu kişiler davada asli müdahil sıfatıyla dinlenmiş ve ikame ettikleri deliller toplanmış ise de, Medeni Kanunun 74 ve Türk Medeni Kanunu Hükümlerine Göre Kurulan Vakıflar Hakkındaki Tüzüğün 5. maddesi dikkate alındığında, tescil istemini içeren başvuru bir dava niteliğinde olmadığı gibi mirasçı ve lehine mal vasiyet edilen kişilerin böyle bir yargılamada davaya müdahil olarak katılmaları da söz konusu değildir. Gerçekten Medeni Kanunun 74. maddesi hükmü incelendiğinde, sadece Vakıflar Genel Müdürlüğü mahkemece verilen tescil kararının tebliği üzerine iki ay içerisinde ancak temyiz yoluna başvurabilecek iken, kendilerini ilgili olarak gören kişilerin dava niteliğinde de olmayan böyle bir ihtilafsız kazai işleme asli müdahil olarak katılmaları da söz konusu olamaz. Sözü edilen Tüzüğün 5. maddesinin 5. fıkrasına göre, mahkeme esas itibariyle evrak üzerinde karar vermek durumunda olup, gereken hallerde vakfedeni ve diğer ilgilileri de bu inceleme sırasında dinleyebilir ise de, mahkemenin böyle bir yola girmesi "ilgililer deyimi kapsamında olan kişilerin menfaatleri haleldar olduğu gerekçesiyle vakfın kurulmasına karşı gelmeleri ve vakfın tesciline karar verilmesi halinde de temyize başvurmaları hakkını vermez. İlgililerin mahkemece dinlenmeleri, vakfın tesciline ilişkin işlemin mahkemece değerlendirilmesine yönelik olup, çekişmesiz kaza işlemi niteliğindeki bu tescilde, bu kişilerin taraf olmalarını gerektirmez. Hal böyle olunca, mahkemenin bu kişileri asil müdahil olarak kabul etmesi bir usuli hatadır. Böyle bir hatalı işlem sonucu yargılama sırasında bu kişileri izafe edilen sıfatın Yargıtay'ca dikkate alınmayacağı ve hatalı bir işlemin hukuki sonuç doğurmayacağı da açıktır.
Bütün bu hususlar dikkate alındığında, mahkemenin tescile ilişkin kararını temyiz eden Nurettin, Sedef ve Sevginin bu ihtilafsız kaza işleminde kendilerine taraf yada müdahil sıfatı izafesinin mümkün olmadığı için kararı temyiz etme hakları bulunmamaktadır.
Bu kişilerin, kurulan vakıf nedeniyle hukuki menfaatlerinin ihlal edildiği kanısında bulundukları takdirde yasada öngörülen hukuki yollara başvurabilecekleri tabiidir.
Bu itibarla, tescil kararını temyiz eden Nurettin ve Sedef ile Sevginin temyiz istemlerinin (REDDİNE), temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 27.2.1996 gününde oybirliğiyle karar verildi.