 |
T.C.
YARGITAY
18. Hukuk Dairesi
Esas no : 1995/9673
Karar no : 1995/11657
Tarih : 16.11.1995
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Dava dilekçesinde eski hale getirme istenmiştir. Mahkemece davanın kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı vekili taraından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
KARAR : Davacı, anagayrımenkuldeki bağımsız bölüm üzerinde intifa hakkı sahibidir. İntifa hakkı sahibi, bağımsız bölümün zilliyeti olup, taşınmazı kullanmak, ondan yararlanmak ve onu idare etmek haklarına da sahiptir. Bağımsız bölümde sahip olduğu bu haklarsebebi ile anagayrımenkuldeki tüm ortak yerlerden yasa gereği yararlanma hakkı kendisine ait ise de; bu hak ve yetkiler, intifa hakkının konusu ile sınırlıdır. İntifa hakkı sahibi, bu hakkına dayanarak anagayrımenkulün ve dolayısıyla intfa hakkına sahip olduğu bağımsız bölümün yönetimini üstlenme, bu konuda söz sahibi olma ve ortak yerlere vaki tecavüzlerin önlenmesini (bağımsız bölümden yararlanma hakkına paralel olarak) talep etme yetkisine sahipise de, Kat Mülkiyeti Kanunu'nun 19. maddesi kapsamında bulunan ve kendisinin bağımsız bölüm ile anagayrımenkulün ortak yerlerinden yararlanmasına etkili bulunmayan hususlarda dava hakkına sahip değildir. Kat Mülkiyeti Kanunu bu hakkı bağımsız bölüm malikine vermiştir. İntifa hakkı malikinin bağımsız bölüm malikinden, bu hakkı sebebi ile devralacağı ve yasaya uygun sahip olabileceği haklar, yukarıda açıklandığı gibi kendisinin bağımsız bölümünden ve anagayrımenkulün ortak yerlerinden yararlanmasına ilişkin olanlar ile sınırlıdır.
Davacı bu davada, davalının anagayrımenkulün mimarı projesine aykırı olarak balkonu kapattığını iddia ederek projeye uygun olarak eski hale getirme isteminde bulunmuştur. Yukarıdaki açıklamalar karşısında, davacı intifa hakkı sahibi davaya konu balkonun kapatılmasının, kendisinin bağımsız bölümünden ve anagayrımenkulün ortakyerlerinden yararlanma hakkını ne suretle kısıtladığı ya da engellediğini kanıtlamak zorundadır. Müdahalenin önlenmesine konu edilen husus, intifa hakkının kullanımı dışında ise davacı aktif husumet ehliyetine sahip olmayacaktır.
Bu nedenle mahkemece öncelikle davacının bu davayı açmaya hakkı olup olmadığının saptanması gerektiği dikkate alınmadan işin esasına girilerek hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şeklide hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK'nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 16.11.1995 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.