 |
T.C.
YARGITAY
18. Hukuk Dairesi
Esas no : 1995/5449
Karar no : 1995/9206
Tarih : 23.5.1995
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Dava dilekçesinde itirazın iptali istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulü cihetine gidilmiş,hüküm davalı bağlık Bakanlığı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
YARGITAY KARARI
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
1-Mahkeme müddeabih miktarına rağmen kendisini görevli kabul ederek davayı Kat Mülkiyeti Kanunu hükümlerine göre çözümlemiş ve hüküm tesis etmiştir.
Kat Mülkiyeti Kanunu hükümlerine göre kat mülkiyeti ancak tek bir parsel üzerindeki yapılarla ilgili olarak tesis edilebilir. Ayrıca ödenmeyen aidat ve giderlerle ilgili dava bu parsel üzerindeki bağımsız bölüm maliklerinin usulüne uygun olarak seçtikleri yönetici veya yine aynı parsel üzerinde bağımsız bölüm maliki olan kişi tararından açılabilir. Bu koşullar ve sıfatlar bulunmadıkça davaya Kat Mülkiyeti Kanunu hükümleri uygulanamayacağından mahkemece tapu kayıtları da dahil olmak üzere ilgili belgeler getirtilmeden mahkemenin kendisini görevli sayarak davanın esası " hakkında hüküm tesisi,
2-Dava Eryaman Toplu Yapı Yönetimi vekili olduğunu söyleyen kişi tarafından tevkil edilen avukat aracılığı ile açılmış ve vekaletname örneğinde müstenidattan söz edilmekte ise de bu müstenidatın ne olduğu belirtilmemiş olduğu halde vekalet veren davacının sıfatının kesin olarak belirlenmesi bakımından müstenidatın dosyaya getirtilmemiş olması doğru görülmemiştir.
Mahkemece yukarıda yapılması öngörülen tahkikatla esas olmak üzere davalının oturduğu bölümün tapu kaydı, vekalet veren avukatın vekaletname müstenidatı, anagayrimenkul yönetimi adına vekaletname veren yöneticinin yönetici seçildiğine dair kat malikleri kurulu kararı, bu kararı veren kat maliklerinin davalı ile aynı parselde kat malikleri olduğunu belirleyen belgenin (tapu kaydı vs.) dosyaya getirtilerek öncelikle görev yönünün belirlenmesi gerekir.
Bu suretle gerekli belgeler toplandıktan sonra uyuşmazlığın Kat Mülkiyeti Kanununa göre çözümlenmeyeceğinin saptaması halinde, dosyaya konulan Eryaman Toplu Yapı Yönetim Planı, taraflar arasında sözleşme niteliğinde olacağından, davaya genel hükümler dairesinde Asliye Hukuk Mahkemesinde bakılmak üzere dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmelidir.
Kabule göre de;
3-Dava, Kat Mülkiyeti Kanunu hükümlerine göre ödenmesi gereken ortak giderleri süresinde ödemeyen kiracı ile bağımsız bölüm maliki Hakkındaki icra takibi üzerine vaki itirazın iptali ile icranın devamına ilişkin olup, mahkemece Kat Mülkiyeti Kanununun 22. maddesi hükmüne dayanılarak kiracı memur ile lojmanın maliki olan bağlık Bakanlığının müteselsilen sorumlu oldukları kabul edilmiştir.
Kat Mülkiyeti Kanununun 22. maddesi ortak giderlerden kat maliki ile birlikte kiracıyı da müteselsilen sorumlu kılmışsa da bağımsız bölüm Kamu Konutları Kanununa tabi olması nedeniyle 2946 sayılı Kamu Konutları Kanununun da bu kapsamda uygulanması zorunluluğu vardır. bozu edilen kanununun 6.maddesinin b bendi kendilerine kamu konutu tahsis edilenler tarafından karşılanacak giderleri saymış olup, bunlar arasında takibe konu alacak kalemleri de bulunmaktadır. Yasanın bu hükmü karşısında ve bu yasa hükmüne göre çıkarılmış olduğu bilinen genelge ve Bakanlar Kurulu Kararları dikkate alındığında, yasal bir tahsis işlemine dayanılarak içinde oturulduğu sürece lojmanın maliki bulunan bağlık Bakanlığının (Hazine) bu giderlerden sorumlu tutulmaması gerektiği dikkate alınarak bu konuda inceleme yapılmalıdır.
4-Diğer taraftan, icra takibinde takibe konu meblağın gecikme tazminatına ilişkin bulunduğu, dava dilekçesinde ise bunun gider ve avans borcu niteliğinde olduğu bildirilmiştir. Davalılar borçlu olmadıklarına dair itirazlarını da bildirmişlerdir. Bu durumda İcra İflas Kanununun 67. maddesinin 1.fıkrası hükmüne göre davacı, alacağın niteliği ve miktarını elverişli delillerle kanıtlaması gerekir. Oysa mahkemece bu konuda hiçbir delil toplanmadan mücerret davalıların müteselsil sorumluluğu kabul edilerek itirazın iptaline karar verilmiştir.
Mahkemece inceleme sonuçları ve uygulanacak yasa ile görev konusu belirlendikten sonra bağlık Bakanlığının yukarıda açıklanan sorumluluğu ile ilgili diğer davalının ödemede bulunduğuna dair savunması gözönünde bulundurularak, davacının delilleri tahkik edilmeli ve bu suretle hasıl olacak sonuca göre karar verilmelidir.
Yukarıdaki hususlar dikkate alınmadan eksik inceleme ile hüküm tesisi usul ve yasaya aykırıdır.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi
isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile şimdilik diğer yönleri incelenmeksizin hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 23.5.1995 gününde oybirliğiyle karar verildi.