Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
18. Hukuk Dairesi
E. 1994/1843
K. 1994/11776
T. 6.10.1994

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
FERAĞA RAĞMEN TEBLİGAT
HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE
 
KARAR ÖZETİ: Gayrimenkul sahibince ferağ verilmesi halinde, bedel artırım davasını,, açılması için öngörülen otuz günlük "hak düşürücü" süre baş/arsa da; ferağdan sonra, kamulaştırma kararının tebliği durumlarında tebligatta ver alacak hususlar arasında bulunması gerekli olmamasına rağmen, Otuz günlük süre içinde dava açılabileceği belirtilmişse, hak düşürücü sürenin başlangıcı; ferağ tarihi değil, tebliğ tarihidir.
 
(2942 S. Kamulaştırma K.m.13/1,14/1)
(YİBK.,24.6.1994 gün ve 1993/3,1994/2 s.)
 
Dava dilekçesinde, kamulaştırma bedelinin arttırılması ile faiz ve masrafların davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulü cihetine gidilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
 
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra , dosyadaki bütün kağıtlar okunup, gereği düşünüldü:
Dava konusu taşınmazın ferağı 16.9.1992 tarihinde verilmiş olup bu ferağdan sonra, Kamulaştırma Kanununun 14. maddesindeki 30 günlük hak düşürücü süre henüz geçmeden 1.10.1992 tarihinde kamulaştırma evrakı davacıya tebliğ edilmiştir. Tebliğ edilen ihbarnamenin metninde, "bu tebligatın tebellüğ tarihinden itibaren 30 gün içinde kamulaştırma işlemine veya bedele itiraz edildiği takdirde Milli Savunma Bakanlığı'nın davalı olarak gösterilmesi..." suretiyle dava açılabileceği belirtilmiş, dava ise- 2.11.1992 tarihinde açılmıştır.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu'nun 24.6.1994 gün ve 1993/3-1994/2 sayılı kararında sonuç itibariyle, "ferağı verilen taşınmazlarda Kamulaştırma Kanununun 14. maddesindeki kamulaştırma bedelinin arttırılması davası açılması için kabul edilen 30 günlük hak düşürücü süre, daha önce kamulaştırma işlemiyle ilgili olarak yasaya uygun bir bildirinin yapılmamış olması halinde, tapuda bu devir (ferağ) işleminin yapıldığı tarihte başlayacağı" kabul edilmiştir. Ancak, bu sonuca varılmasında esas alınan, hakkın kötüye kullanılması keyfiyetini bertaraf eden ve taşınmaz malikinin idarece hatalı yönlendirilmesi halini öngördüğü için bu sonuçla sıkı sıkıya bağlı olan, İçtihatları Birleştirme Kararının sondan üçüncü paragrafındaki, "... yönetimin, kendisine (taşınmaz maliki) devir işleminden hemen sonra (30 günlük hak düşürücü süre içinde dava açılması gerektiği uyarısı ile) yasaya uygun biçimde tebligat yapılması, onun beklentisini (dava açmak için tebligatı bekleme) haklı gösteren olgu olarak kabul edilebileceği; zira, yönetimin kendi yanıltıcı ve çelişik tutumundan, hatalı yönlendirmesinden yararlanmaması ..." ifadesi karşısında keyfiyetin değerlendirilmesi gerekir. Gerçekten davacı, 16.9.1992 tarihinde taşınmazın ferağını vererek idareye devretmiş, bu tarihe göre hak düşürücü süre içinde dava açabilecek durumda iken kendisine yapılan tebligatla (1.10.1992 tarihinde) 30 gün içinde dava açabileceğini bildirilmesi üzerine tebliğden başlayan bu süre içinde açtığı davanın süresinde açıldığının kabulü gerekir. Çünkü idare, Kamulaştırma Kanununun 13. maddesinin 1. fıkrası uyarınca yaptığı tebligatta, (tebligatta yer alacak hususlar arasında olmadığı için) hiç gerek yok iken dava açmak için 30 günlük süreden söz ederek maliki yanıltmıştır. O halde, ferağdan itibaren başlayan 30 günlük süre içinde, yapılan tebligatla, "30 günlük süre içinde dava açılabileceği" kendisine bildirilen malikin, tebliğin yapıldığı tarihten itibaren 30 günlük süre içinde açtığı davanın dinlenmesi gerektiği sonucuna varılmalıdır. Bu nedenle idarece davacıya yapılan tebligattan itibaren 30 gün içerisinde (son günün cumartesi gününe gelmiş olması dikkate alınarak) açılmış bulunan davanın süresinde kabulünde bir usulsüzlük görülmemiştir.
 
Mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemeleri sonunda düzenlenen raporlar yasa hükümlerine uygun olup, taşınmazın arsa niteliğinde kabulü doğrudur.
Kamulaştırılan taşınmazın emsaline olan üstün ve eksik yönleri belirlenip karşılaştırması yapılarak, değerinin biçilmesinde ve buna göre kamulaştırma parasının arttırılmasında bir isabetsizlik görülmemiştir.Bu itibarla, davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün (ONANMASINA), 6.10.1994 gününde oybirliğiyle karar verildi
 
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Alacak tahsil] Vekalet sözleşmesinde zamanaşımı süresi başlangıcı 
  • 23.04.2024 00:24
  • [Mirasçılık] Abilerim babamı sokağa atıyor. Dedem tapuyu abilerimin üzerine yapmış. 
  • 22.04.2024 06:30
  • [Boşanma davaları] Vasi ataması hk. 
  • 18.04.2024 09:43
  • Beraat sonrası yurtdışı çıkış yasağı kaldırma sorunu 
  • 16.04.2024 15:18
  • [İcra takipleri] Icrada borçlunun yaptiği işlem zamanaşimini keser mi? 
  • 16.04.2024 14:18


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini