 |
T.C.
YARGITAY
18. Hukuk Dairesi
E. 1992/8749
K. 1992/9307
T. 12.10.1992 Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- KAMULAŞTIRMA BEDELİNİN ARTIRILMASI
ÖZET Mahkemece, objektif ölçü uygulanmak suretiyle artırıma cevaz veren Kamulaştırma Kanununun 11. maddesi, arazilerde taşınmazın değerinin ne suretle belirleneceğini hükme bağladıktan sonra bedelin tesbitinde etkili olacak objektif ölçülerin de dikkate alınabileceğini hükme bağlamakla, net gelir esasına göre bulunan değerin esas değer olduğunu, bunun ancak belli bir ölçüde artırılabileceğini öngörmüştür.
(2942 s. Kamulaştırma K. m. 11)
Dava dilekçesinde, kamulaştırma bedelinin artırılması ile faiz ve masrafların davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulü cihetine gidilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
1– Kamulaştırma evrakının davacılara tebliğ edildiği tarih araştırılmadan davanın süresinde olduğunun kabulü doğru görülmemiştir.
2– Taşınmazın, tarımsal yatırımlar için gerekli şartlara haiz olduğu ve kolay ulaşım imkanlarına sahip bulunduğu gerekçesiyle Kamulaştırma Kanununun 11. maddesi (i) bendi dikkate alınarak gelir esası alınmak ve bilimsel metoda göre belirlenen değerinin belirli bir oranda arttırılması doğru ise de, yasanın sözü edilen maddesine göre taşınmazın olduğu gibi kullanılması halindeki değeri esas alınacağı cihetle tarım arazisi niteliğinde olan taşınmazın tarımsal faaliyet ve gerekleri dışındaki bir nedenle değerinde ayrıca artırım yapılması diğer bir deyimle sosyal imkanların da dikkate alınması, sözü edilen (i) bendinin sevk amacına da aykırıdır.
3– Mahkemece, objektif kıstaslara dayanılarak taşınmazın değerinde %100'ü aşan bir oranda artırma yapılmıştır. Objektif ölçü uygulanmak suretiyle artırıma cevaz veren Kamulaştırma Kanununun 11. maddesi, arazilerde taşınmazın değerinin ne suretle belirleneceğini hükme bağladıktan sonra bedelin tesbitinde etkili olacak objektif ölçülerin de dikkate alınabileceğini hükme bağlamakla, net gelir esasına göre bulunan değerin esas değer olduğunu, bunun ancak belgeli bir ölçüde artırılabileceğini öngörmüştür. O nedenle yasa hükmü, bilimsel yöntemle bulunan değen, subjektif ve ölçüsünü belirleyen faktörleri belli olmayan bir oranda artırılmasına olanak vermez.
Gerçekten özellikle tarım arazisinin değeri belirlenirken Kanunun 11. maddesinin (f) bendinde yazılı "taşınmazın mevki ve şartlarına göre ve olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net geliri" esas alınacağı cihetle bu net gelirin bulunması için yapılan uygulama, arazinin coğrafi ve topografik konumu, toprak yapısını, sulanabilir olup olmadığını, verim düzeyini, ekilebilecek ürünün verimini, yetiştirme masrafını ve daha birçok öğenin araştırılıp saptanmasını öngörmektedir. Böylesine ayrıntılı bir araştırma ve hesap işlemlerinden sonra bu bilimsel yöntemle bulunan değeri (i) bendine dayanarak mislini aşan oranda artırmak, değerinin belirlenmesinde esas alınan bu öğelerin tamamının etkinliğini bertaraf eder, bunların araştırılıp uygulanmış olmasını anlamsız kılar.
Bu nedenle, 11. maddenin (i) bendine davalı diğer objektif ölçülere göre artırım yasa hükümlerinin uygulanması suretiyle ve bilimsel yöntemle bulunan değerin bir mislini (% 100'ünü) geçmemelidir. Bu ölçüler dışında arttırımı öngören bilirkişi raporuna dayanılarak arazinin değerinin % 150 oranında artırılması da yasaya aykırıdır.
Bu itibarla, yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 12.10.1992 gününde oybirliğiyle karar verildi.
|