 |
T.C.
YARGITAY
18. Hukuk Dairesi
E. 1992/163
K. 1992/458
T. 13.2.1992 Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
ÖZET : Kat mülkiyetinin uygulandığı taşınmazlarda ortak yerlere yada bağımsız bölüm maliklerine tahsis edilen yerlere, vuku bulacak tecavüzlerin önlenmesi davaların miktarına bakılmaksızın sulh mahkemesinde görülebilmesi ve uyuşmazlığın Kat Mülkiyeti Kanunu hükümleri uygulanmak suretiyle çözümlenebilmesi için tarafların ana taşınmazda bağımsız bölüm maliki yada başka bir hak sahibi olmaları gerekir.
Davalı belediye ana taşınmazda malik yada başka bir hak sahibi bulunmadığına göre uyuşmazlık genel hükümler dairesinde ve genel görev kuralları uygulanarak çözümlenecektir.
(1086 s. HUMK. m. 428)
Dava dilekçesinde muarazanın önlenmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davada kat mülkiyetine tabi ana taşınmazın duvarlarına bitişik olarak belediyece yapılan işyerleri ile bu binanın giriş ve çıkışını kısıtlayan tadilat sebebiyle müdahalenin önlenmesi ve eski hale getirilmesi istenmiş olup, davalı belediye davacıların paydaşı bulunduğu taşınmazda pay sahibi yada bağımsız bölüm maliki değildir.
Kat mülkiyetinin uygulandığı taşınmazlarda ortak yerlere yada bağımsız bölüm maliklerine tahsis edilen yerlere, vuku bulacak tecavüzlerin önlenmesi davalarının miktarına bakılmaksızın sulh mahkemesinde görülebilmesi ve uyuşmazlığın Kat Mülkiyeti Kanunu hükümleri uygulanmak suretiyle çözümlenebilmesi için tarafların ana taşınmazda bağımsız bölüm maliki ya da başka bir hak sahibi olmaları gerekir.
Davalı belediye ana taşınmazda malik ya da başka bir hak sahibi bulunmadığına göre uyuşmazlık, genel hükümler dairesinde ve genel görev kuralları uygulanarak çözümlenecektir.
Mahkemece yapılan keşif sonunda düzenlenen 17.1.1991 günlü bilirkişi raporunda tecavüz konusu yapıların değerinin 34.000.000 TL.yi aştığı bildirilmektedir.
Bu durumda müddeabih sulh mahkemesinin görev sınırını aştığı dikkate alınarak mahkemece uyuşmazlığın genel kurallar dairesinde çözümlenerek, davaya Asliye Hukuk Mahkemesinde bakılmak üzere görevsizlik kararı verilmesi gerekirken davanın esası hakkında hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine 13.2.1992 gününde oybirliği ile karar verildi.
|