 |
T.C.
YARGITAY
17. Hukuk Dairesi
E: 2005/9205
K: 2006/1217
T: 21.02.2006
- KADASTRO TESBİTİNE İTİRAZ
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
İçtihat Özeti: Kadastro teshilinden sonra 09.10.1987 tarihinde yürürlüğe giren 3402 sayılı Yasanın 27/son maddesinde, hakimin usul ve şekle ilişkin eksiklikler sebebiyle tutanakları kadastro müdürlüğüne iade edemeyeceği, aynı yasanın geçici 1 ve 4. maddelerinde de, bu yasa hükümlerinin kesinleşmeyen davalarda da uygulanacağı öngörülmüştür. Bu durumda mahkemenin davayı esastan inceleyip, karar vermesi gerekir.
(3402 s. Kadastro K. m. 27/son, geçici 1, 4)
Taraflar arasındaki tesbite itiraz davası üzerine yapılan yargılama sonunda: Davanın reddine ilişkin verilen hüküm davacı Hazine ve davalı Muhyettin tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü.
Kadastro sırasında 409 ve 544 parsel sayılı sırasıyla 68250 ve 95000 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar vergi kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle İbiş oğlu Hasan adına tesbit edilmiştir, itirazı kadastro komisyonunda reddedilen davacı Hazine taşınmazların devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğuna, tesbite esas alınan vergi kayıtlarının uymadığına ve zilyetlik şartlarının davalı taraf yararına oluşmadığına dayanarak ayrı ayrı dava açmış, davaların birleştirilerek yapılan yargılaması sonucunda dava konusu taşınmazların tesbit tutanaklarının tapulamasının Tapu sicil Tüzüğünün 17 ve Taşınmaz Malları Sınırlandırma Tesbit ve Kontrol İşleri Hakkında 47/D yönetmeliğinin 4. maddesinin öngördüğü olağan usule göre tamamlanmadığından tapulamanın ikmal ve tamamlanması İçin tutanak ve eklerinin Tapulama Müdürlüğü'ne iadesine karar verilmiş, hüküm davacı Hazine ve davalı Muhyettin tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, kadastro tutanak bilirkişilerinden birisinin sebep göstermeksizin tutanağı imza etmediği gerekçe gösterilerek tapulamanın olağan usule göre tamamlanması için tutanak ve eklerinin tapulama müdürlüğüne iadesine karar verilmiş ise de, mahkemenin bu kabulü dosya içeriğine ve yasa hükümlerine uygun düşmemektedir.
Kadastro tesbitinden sonra 09.10.1987 tarihinden yürürlüğe giren 3402 sayılı Yasanın 27/son maddesinde hakimin usul ve şekle ilişkin eksiklikler sebebiyle tutanakları kadastro müdürlüğüne iade edemeyeceği, aynı yasanın geçici 1 ve 4. maddelerinde de bu yasa hükümlerin kesinleşmeyen davalarda da uygulanacağı öngörülmüştür. Bu durumda anılan yasa hükümleri ve Yargıtay İçtihadı Birleştirme Hukuk Genel Kurulunun 29.03.1996 tarih 1996/6 esas, 1996/2 karar sayılı kararları doğrultusunda davanın esastan incelenip karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir.
Davacı Hazine ile davalı Muhyettin'in temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene geri verilmesine, 21.02.2006 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.