 |
T.C.
YARGITAY
17. Hukuk Dairesi
E: 2003/13240
K: 2003/12024
T: 22.12.2003
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- TESPİTE İTİRAZ DAVASI
- TAPU KAYDI
- MAHKEME İLAMI
İçtihat Özeti: Eksik inceleme ile hüküm verilemez. Mahkemece; davacının dayandığı tapu kayıtları ilk oluşturuldukları tarihten itibaren intikalleriyle birlikte getirtilmeli, yerinde yeniden keşifyapılarak dayanak tapu kayıtları ve mahkeme ilamı yerine uygulanmalı, deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
(3402 s. Kadastro K. m. 13, 14)
Taraflar arasındaki tesbite itiraz davası üzerine yapılan yargılama sonunda: Davanın reddine ilişkin verilen hüküm davacı Veysel tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
Davacı tapu kaydına, mahkeme ilamına ve kadastro öncesi nedene dayanarak 110 ada 42 nolu parselin tapu kaydının iptali ve adına tescili isteğiyle D... Köyü Muhtarlığı aleyhine dava açmış, Hazineyiyargılama sırasında davaya dahil etmiştir. Mahkemece'davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı Veysel tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm kurmaya yeterli bulunmamaktadır. Davaya konu 42 parsel numaralı taşınmaz kadastra tesbiti sırasında mer'a niteliğiyle sınırlandırılarak tesbit edilmıştir. Tesbit nedenine, ileri sürülüşe ve savunmaya göre uyuşmazlık, dayanılan tapu kayıtlarının ve mahkeme ilamının taşınmaza ait olup olmadığı, değilse taşınmazın mer'a olup olmadığı yönlerinde toplanmaktadır. Gerek'elatmanın önlenmesi ve gerekse Asliye Mahkemesinde açılan iptal ve tescil davalarının yargılaması sırasında yapılan keşiflerde dinlenen yerel bilirkişilerin kayıtların uygulamasıyla ilgili sözleri soyut içerikli ve gerekçeye dayanf!1amaktadır. Asliye Mahkemesince yapılan keşif sırasında dinlenen yerel bllirkişinin yaşı itF. bariyle de böylesine eski kayıtları uygulama yönünden yeterli bilgiye haiz olduğu söylenemez. Kayıtlarda geçen "yol" ve "öz" özel bir isimle anılmadıklarına nazaran her yerde
rastlanılabilen doğal sınırlardandır. Kanunisani 1321 tarih 10 nolu tapunun aidiyetinde doğudaki Hüseyin, Temmuz 1317 tarih 8 nolu tapunun aidiyetinde ise İzzet yerlerinin arazi üzerinde belirlenmesi ve krakisinde de gösterilmesi gerekir. Komşu parsel tutanaklarının edinme yerlerinde taşınmazların Hüseyin ve İzzet'ten kaldığına dair bir kayda yer verilmemiştir. Diğer taraftan davacı mahkeme ilamıyla dayandığı halde gereği şekilde ilam vekrakisi yerine uygulanmamış ve taşınmazın ilam konusu yer olup olmadığı da kesin olarak belirlenmemiştir.
Eksik inceleme ile hüküm verilemez, o halde, davacının dayandığı K. Sani 1321 tarih 10 ve temmuz 1317 tarih 8 nolu tapu kayıtları ilk oluşturuldukları tarihten itibaren intikalieriyle birlikte Yerel Tapu Sicil Müdürlüğünden ve gerektiğinde Tapu Kadastra Genel Müdürlüğünden getirtilmeli, kayıtların kadastra sırasında herhangi bir parsele yada parsellere revizyon görüp görmediği sorulup olduğunda tutanakları celbedilmeli, davacı dava dilekçesinde ayrıca zilyetliğe de dayandığına göre taşınmazı öncesini iyi bilen yaşlı tanık göstermesi istenmeli, istekleri halinde hazine ve köye de aynı olanak sağlanmalı, daha sonra yerinde yeniden keşif yapıfarak dayanak tapu kayıtları taşınmazın öncesini iyi bilen elverdiğince yaşlı ve yansız kişilerden oluşturulacak 3 kişilik bilirkişi kurulu aracılığıyla yerine uygulanmalı, özellikle K. Sani 1317 tarih 8 nolu tapunun doğu sınırında okunan Izzet ile K. Sani 1317 tarih 8 nolu tapunun doğu sınırında okunan Hüseyin yerinin nereleri oldyğu arazi üzerinde bilirkişilere gösterilip düzenlerıecek krokiye yerleri işaret ettirilmeli, bilirkişilerce bilinmeyen sınırlar olduğunda tanıkların bilgisine başvurulmalı, komşu parsellerin İzzet yada Hüseyin'den gelip gelmedikleri konusunda tanıklardan bilgi alınmalı, ayrıca daha önce davacı Veysel ve arkadaşları ile köy tüzel kişiliği arasında görülüp sonuçlanan aynı tapulara dayalıelatmanın önlenmesi davası ile ilgili ilam ve krokisi yerel ve teknik bilirkişi aracılığıyla yerine uygulanarak taşınmazın ilama konu olan yer olup olmadığı belirlenmeli, bilirkişi ve tanıklardan taşınmazın öncesinin mera olup olmadığı değilse kimden kaldığı davacı ve miras bırakanlarının zilyetliklerinin başlangıç tarihi, süresi ve sürdürülüş biçimi olaylara dayalı olarak ayrı ayrı sorulup saptanmalı, taşınmazın harman yeri olması durumunda genel harman yeri mi yoksa özel harman yeri mi olduğu sorulup açıklığa kavuşturulmalı, özel harman yerlerinin zilyetlikle iktisabının mümkün olduğu düşünülmeli, güneydeki yoldan sonra gelen komşu parseller krokisine işlettirilip tutanaklarıyla tesbitierine esas alınan kayıtlar getirtilip taşınmaz yönünü ne şekilde sınır okuduklarma bakıımalı, elatmanın önlenmesiyle ilgili kesinleşen karar delillerin değerlendirilmesinde gözönünde bulunduruımalı, fen bilirkişisine gerek tapu kayıtlarını ve gerekse mahkeme ilamının uygulanmasını ve kayıtlarda geçen Izzet ve Hüseyin yerlerini yansıtır biçimde geniş kapsamlı raporlu kroki düzenlettirilmeli ondan sonra deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Davacı Veysel'in temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde temyiz adene geri verilmesine, 22.12.2003 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.