|
T.C.
YARGITAY
17. Hukuk Dairesi
E : 2002/10584
K : 2002/9253
T : 08.12.2002
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- TESPİT DIŞI BIRAKILAN TAŞINMAZ
- KADASTRO TUTANAĞI DÜZENLEMEME
- GÖREVLİ MAHKEME
2981 s. K./10
3402 s. KadastroK/7,26
1086 s. HUMK/27
Taraflar arasındaki tesbite itiraz davası üzerine yapılan yargılama so nuıula: Davanın reddine ilişkin verilen hüküm davacı H. Ç. tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
2981 sayıl Yasa 10/b maddesi gereince yeide yala kadasto sırasında tapu kayıtları ile fiili kullanım durumu nedeniyle 5445 ada 8 nolu parsel davacı H.Ç., 5442 ada 74 ila 80 nolu parseller ise ayrı ayrı davalı taraf adlarına tesbit edilmiştir. Askı ilan süresi içinde davacı H.Ç.kendi parseli ile davalılara ait parseller arasında yol olarak bırakılan bölüm üzerinde mülkiyet hakkının korunması vev 2981 sayılı Yasa uygulanmasından önce tesis edilmiş olan geçit hakkının devamının sağlanması istemiyle dava açmıştır. Mahkemece, davanın reddine, taraflara ait yukarıda belirtilen parsellerin tespit gibi tapuya tesciline karar verilmiş hüküm davacı H.Ç. tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, kadastro sırasında tutanağı düzenlenmeyen ve yol niteliği ile tespit harici bırakılan yere yönelik olarak dava açmıştır.
3402 sayılı Yasanın 7. maddesi hükmünde tespit dışı bırakma işlemine karşı ilgililerin başvuracakları yolların biçim ve yöntemi gösterilmiştir. Buna göre ilgililer kadastro sırasında taşınmaz başında hazır olup tespit dışı bırakma işlemi yönünden uyuşmazlık çıkarmadıkları ve tutanak düzenlenmediği takdirde kadastro dışı bırakma işlemi kesinleşir. Bu durumda hak Sahibinin Medeni Yasa Hükümlerine göre Genel Hukuk Mahkemelerinde dava açması gerekir.
Dava dilekçesi ve dosya içeriğine göre çekişmeli taşınmaz hakkında kadastro tutanağı düzenlenmediği ve yol niteliğiyle tespit dışı bırakıldığı tartışmasızdır. Kadastro Yasasının 26. maddesinde kadastro mahkemesinin görev ve yetkisinin taşınmaz hakkında kadastro tutanağının düzenlendiği günde başlayacağı hükme bağlanmıştır. Görev konusu kamu düzeni ile ilgili olduğundan yargılamanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden gözönünde bulunması gerekir. Bu durumda davanın görev yönünden reddine usulün 27.maddesi uyarınca dosyanın görevli ve yetkili Konya Asliye Hukuk Mahkemesin gönderilmesine karar verilmek gerekirken, işin esasının incelenmesi doğru olmadığı gibi dava konusu olmayan parseller hakkında dahi taraflar arasında kesin hüküm oluşturacak şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.
Davacı H.Ç. 'ın temyiz itirazı yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene geri verilmesine 8. 10.2002 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.