 |
T.C.
YARGITAY
17. Hukuk Dairesi
E: 2001/655
K: 2001/1461
T: 3.4.2001
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
* TESBİTE İTİRAZ DAVASI
* FERAGAT
ÖZET : Davalının diğer mirasçılar adına davayı kabul yetkisi bulunmadığı gibi, koşullu feragatin geçerliliği de yoktur. Mahkemece yeniden keşif yapılarak tüm deliler değerlendirilmek suretiyle bir karar verilmelidir.
(1086 s. HUMK. m. 91,92)
Taraflar arasında görülen tesbite itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda: Davanın reddine ilişkin (Çamlıhemşin Kadastro Mahkemesinden verilen 12.10.2000 gün ve 1994/65-2000/36 sayılı hükmün duruşma yapılması isteğiyle Yargıtayca incelenmesi davacı Necmettin vekili tarafından istenilmiş olmakla dosya incelendi, gereği düşünüldü:
Hükmüne uyulan Yargıtay bozma kararında özetle; tüm tesbit maliklerinin duruşmadan haberdar edilip delillerin istenmesi ve varılacak sonuca göre karar verilmesi, Hazine aleyhine açılan davanın ise husumet yönünden reddine karar verilmesi gereğine değinilmiştir. Mahkemece, bozmaya uyulduktan sonra hazine aleyhindeki davanın husumet yokluğu, dava konusu 102 ada 158 nolu parselle ilgili davanın feragat, aynı ada 50 nolu parsel hakkındaki davanın ise ispatlanamaması nedenleriyle reddine ve dava konusu her iki parselinde tespit gibi tesciline karar verilmiş, hüküm davacı Necmettin tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece 158 nolu parsel yönündeki davanın feragat, 50 nolu parsele yönelik davanın ise kanıtlanamadığı nedeniyle reddine ve taşınmazların tesbit gibi tesciline karar verilmişse de yapılan araştırma ve inceleme yetersiz olduğu gibi varılan sonuç da dosya içeriğine ve toplanan delillere uygun düşmemektedir. Hükmüne uyulan bozma ilamında da benimsendiği üzere davalı Ali N...'in Hüseyin'in diğer mirasçıları adına davayı kabule yetkisi bulunmadığı gibi koşullu feragatin geçerliliği de yoktur. Hal böyle olunca uyuşmazlık, taşınmazların kimden kaldığı ve taraflardan hangisi yararına taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu yönlerinde toplanmaktadır. Davacı Necmettin, taşınmazların babası İbrahim'in dedesi Hacı oğlu Ömer'den geldiğini ve miras payı bulunduğunu ileri sürerek iptal ve tescil isteğinde bulunmuştur. Davacı Necmettin ve davalıların kök miras bırakan 1329 yılında ölen Hacı'nın mirasçıları oldukları getirtilen nüfus kayıt örnekleri ve veraset ilamıyla belgelendirilmiştir. Bilgisine başvurulan yerel bilirkişi ve tanıklar taşınmazlarda Ömer'in torunu ve davacının babası İbrahim ile Yunus'un oğlu Halil'in oğlu Mustafa'nın birlikte zilyet ettiklerini haber vermekle beraber öncesinin kime ait olduğu konusunda yeterli bilgi vermemişler ve özellikle mahkemece de bu yön kendilerinden sorulmamıştır. Diğer taraftan davacı ayrı bir vergi kaydına (kıvanmasına rağmen ne dayanılan 1936 tarih 643 ve nede tesbit tutanağında sözü geçen 1937 tarih 456 ve 512 tahrir nolu vergi kayıtlarının uygulaması yapılmamış, komşu parsellerin dayanakları olan kayıtlar getirtilerek uygulanıp taşınmazlar yönünü ne şekilde sınır okudukları üzerinde de durulmamıştır.
Eksik inceleme ile hüküm verilemez. O halde, davacının feragatinin, davalı Ali'nin de kabulünün geçerli olmadıkları dikkate alınarak taraflardan dava konusu taşınmazları ve yöreyi iyi bilen elverdiğince yaşlı tanık göstermeleri istenmeli, önceki keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanıklarla tüm tesbit bilirkişileri ve taraflarca gösterilecek tanıklar huzurunda yerinde yeniden keşif yapılarak gerek davacının dayandığı ve gerekse tespite esas alman yukarıda tarih ve tahrir numaraları bildirilen vergi kayıtları yerel bilirkişi aracılığıyla gereği gibi yerlerine uygulanarak taşınmazlara ait olup olmadıkları kesin olarak saptanmalı, yerel bilirkişi tarafından bilinmeyen sınırlar olduğunda tanıkların bilgilerine başvurulmalı, bilirkişi ve tanıklardan taşınmazların kimden intikal ettiği, Yunus'tan intikal etmesi durumunda terekesinin taksim edilip edilmediği, taksim edilmişse tarihi ve her bir mirasçıya hangi mevkiiden taşınmaz mal verildiği, taşınmaz mal verilmeyen mirasçının ne şekilde razı edildiği, taşınmazlarda davalı tarafın uzun süreli zilyet olması ve diğer mirasçılar tarafından çekişme yaratılmaması halinde yöredeki teammüle göre bunun ne anlama geldiği olaylara dayalı olarak ayrı ayrı sorulup saptanmalı, bilirkişi ve tanık sözleri arasında aykırılık doğduğunda yöntemine uygun biçimde giderilmeli, komşu parsellerin dayanağı kayıtlar uygulanarak taşınmazlar yönünü ne şekilde sınır okuduklarına bakılarak delillerin değerlendirilmesinde dikkate alınmalı, çekişmesiz bir şekilde uzun süreli zilyetliğin taksimin karinesi sayılması gerektiği de gözönünde bulundurulmalı, Yunus terekesinin geçerli bir biçimde taksim edildiğinin anlaşılması durumunda taksimle mirasçılık ilişkisi son bulacağından zilyet yararına zamanaşımı hükümlerini işleyeceği düşünülmeli, fen bilirkişisine yapılan keşif ve uygulamayı izlemeye olanak verecek biçimde geniş kapsamlı raporlu kroki düzenlettirilmeli, düzenlenecek krokiye vergi kayıtlarının sınırında geçen yerler işaret ettirilmeli, ondan sonra toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Davacı Necmettin'in temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (BOZULMASINA), Yargıtay duruşması için takdir edilen 6.000.000.-TL Avukatlık ücretinin davalılardan alınarak duruşmada vekil ile temsil edilen davacı Necmettin'e verilmesine ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene geri verilmesine, 3.4.2001 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.