 |
T.C.
YARGITAY
17. Hukuk Dairesi
Esas no: 2000/2470
Karar no: 2000/2628
Tarih: 30.5.2000
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
TAPU KAYDININ UYGULANMASI YÖNTEMİ
TAŞINMAZIN NİTELİĞİNİN BELİRLENMESİ.
Karar Özeti: Tutanağın edinme yerinde tesbitin tapu kaydına göre yapıldığının anlaşılması halinde, tapu kaydının ilk tesisinden itibaren bütün tedavülleriyle celbedilip yöreyi iyi bilen ve tesis tarihine göre yaşı uygun bilirkişi ve tanıklar yardımıyla taşınmazın aidiyat ve kapsamının belirlenmesi gerekir.
(743 s. MK. m. 641, 639)
Taraflar arasındaki tesbite itiraz davası üzerine yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne ilişkin verilen hüküm dayalı K.... Köyü Tüzel Kişiliği tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
Kadastro sırasında 113 ada 117 parsel sayılı 143,01 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz tapu kaydı nedeniyle K.... Köyü Tüzel Kişiliği adına tesbit edilmiştir. Askı ilan süresi içinde Mehmet kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine ve satın almaya dayanarak dava açmıştır. Mahkemece, davanın kabulüne ve dava konusu parselin davacı Mehmet adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, dayalı K.... köyü Tüzel kişiliği tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm kurmaya yeterli değildir. Kadastroca taşınmaz tapu kaydına dayalı olarak dayalı K.... Köyü Tüzel Kişiliği adına tesbit edilmiş, davacı satın alma ve zilyetliğe dayanarak iptal ve tescil isteğinde bulunmuştur. Tutanağın edinme yerinde dava konusu 117 parselle dava dışı 113 ada 116, 118, 119,190, 207 ve 124 ada 3 nolu parsellerin öncesinin bir bütün olup Şubat 1939 tarih 39 sıra nolu tapu kaydı kapsamında kaldığına yer verilmesine rağmen, kaydın uygulanması yoluna gidilmemiş, nedenlerinin karar yerinde inandırıcı bir açıklaması yapılmamıştır. Fen bilirkişisinin kayıt uygulama yetkisi yoktur. Kayda göre dayalı köy 14/64 payın maliki olmasına rağmen kalan 50/64 payın kimler adına kayıtlı olduğu araştırılmamış, kayıt ilk tesisinden itibaren intikalleri ile getirtilmemiştir. Diğer taraftan taşınmazın öncesinin köy boşluğu mu
yoksa mer'a mı Olduğu konusu da yeterince araştırılmamıştır.
Eksik inceleme ile hüküm verilemez. 0 halde uyuşmazlığın sağlıklı bir çözüme kavuşturulması için, tesbitin dayanağı Şubat 1939 tarih 39 nolu tapu kaydı paydaş ve pay oranlarını da gösterir biçimde ilk tesisinden itibaren intikalleri ile birlikte yerel Tapu Sicil Müdürlüğünden gerektiğinde kayıt örneği eklenerek, Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü Arşiv Dairesi Başkanlığından istenmeli, davada köy taraf olduğundan taraflardan komşu köylerden tanık göstermeleri istenmeli, davacıdan 14 Nisan 1972 tarihli satış senedine dayanıp dayanmadığı açıkca sorulup beyanı imzası ile belgelendirilmeli önceki tanıklarla tesbit bilirkişileri ve taraflarca gösterilecek tanıklar huzurunda yerinde yeniden keşif yapılarak tesbite esas alınan tapu kaydı ve davacının dayanması halinde 14 Nisan 1972 tarih satış senedi kaymakamlıkça bildirilen isimler arasından seçilecek yerel bir bilirkişi aracılığıyla gereği gibi yerlerine uygulanarak aidiyet ve kapsamları belirlenmeli, tapu kaydının uygulamasında yukarıda sözü edilen parsellerin öncesinin bir bütün Olduğu dikkate alınmalı, kayıtların uygulanmasında gerektiğinde aynı köyden seçilecek bilirkişilerin bilgilerine başvurulmalı, bilirkişilere tapu kaydında ve senette geçen sınırlar arazi üzerinde göstertilip düzenlenecek krokiye yerleri işaret ettirilmeli, bilirkişilerce bilinmeyen sınırlar olduğundan tanıklardan bilgi alınmalı, taşınmazın tapu kaydı kapsamında kaldığının saptanması durumunda 442 sayılı Köy Yasası hükümleri uyarınca yetkisiz olan köy muhtar ve ihtiyar heyetinin yaptığı satışın (köy karar defterine geçmemesi ve yetkili makamların onayını taşımaması nedeniyle) geçersiz olduğu dikkate alınmalı, taşınmazın kayıt kapsamı dışında kalması halinde, taşınmazın bulunduğu yer ve yöre ile ilgili mer'a tahsis kararı yada kaydı olup olmadığı mercilerinden sorulmalı ve ayrıca bilirkişi ve tanıklardan taşınmazın öncesinin kadim mer'a ve harman yeri mi yoksa köy boşluğu mu olduğu, köy boşluğu olması durumunda davacının zilyetliğinin süresi ve sürdürülüş biçimi olaylara dayalı olarak ayrı ayrı sorulup saptanmalı, bilirkişi ve tanık sözleri arasında aykırılık doğduğunda giderilmeli, kamu orta malı niteliğindeki mer'a ve genel harman yerlerinin zilyetlikle kazanılamayacağı, buna karşın koşullarının varlığı halinde köy boşluklarının zilyetlikle mülk edinilebileceği düşünülmeli, ziraatçi bilirkişiden gerekçeli rapor alınmalı, taşınmazın tapu kaydı kapsamında kalması halinde dayalı köyün sahip olduğu 14/64 payın dışındaki payların davacının zilyetliği karşısında hukuki değerini yitirip yitirmediğinin karar yerinde tartışılması yapılmalı, fen bilirkişisine. yapılan keşif ve uygulamayı ve kayıtlarda geçen sınır yerlerini izlemeye olanak verecek biçimde geniş kapsamlı kroki düzenlettirilmeli, ondan sonra toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
Davalı köy tüzel kişiliğinin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (BOZULMASINA) ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene geri verilmesine) 30.5.2000 gününde oybirliğiyle karar verildi.