 |
T.C.
YARGITAY
17. Hukuk Dairesi
E:1999/5287
K:1999/5340
T:30.11.1999
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
ORMAN DIŞINA ÇIKARILAN YERİN KADASTRO TESBİTi
TASARRUF EDENİN BEYANLAR HANESİNDE GÖSTERİLME
KOŞULLARI
ÖZET : Orman rejimi dışına çıkartılan taşınmazın kadastro tesbiti sırasında tasarruf eden kişinin beyanlar hanesinde gösterilebilmesi için, öncelikle taşınmazın köy sınırları içerisinde olması ve 40/100 dönüm sınırlaması göz önünde bulundurularak tasarruf eden kişinin orman köyü nüfusuna kayıtlı olup. yasanın yürürlüğe girdiği tarihten geriye doğru en az 5 yıl süre ile o yerde oturmuş olması gerekir.
(6831 s. OK. m. 2/B)
(2924 s. OKDHK. m. 1, 11)
(3402 s. Kadastro K. m. 14)
(2709 s. Anayasa m. 170)
Taraflar arasındaki tesbite itiraz davası üzerine yapılan yargılama sonunda: Davanın kısmen kabulüne kısmen reddine ilişkin verilen hüküm davalılardan Hazine tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
Kadastro sırasında Ümraniye ilçesi A.... Beldesi E mahallesinde bulunan 226 ada 11 parsel sayılı 516.49 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz 6831 sayılı Yasanın 1744 sayılı Yasa ile değişik 2/B maddesi uyarınca orman sınırı dışına çıkartılan taşınmazlardan olduğu ve hazine adına Aralık 1996 tarih 467 numaralı tapuda kayıtlı bulunduğu 2924 ve 3763 sayılı Yasalar ile Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün 2.7.1996 tarihli genelgesi uyarınca, bahçe niteliğiyle Mehmet ve Tahsin'in tasarrufunda olduğu tutanağın beyanlar hanesinde gösterilerek Hazine adına tesbit edilmiştir. Davacı Aysel, taşınmaza kendisinin zilyet olduğu konusunda şerh verilmesini isteyerek dava açmıştır. Mahkemece Hazine hakkındaki davanın reddine, diğer davalılar yönünden kabulüne ve uzman bilirkişi krokisinde A ile gösterilen 209.13 metrekarelik bölüm üzerinde tutanağın beyanlar hanesindeki davalılar yararına olan şerhin iptali ile bu bölümünün davacının tasarrufunda olduğunun kütüğün beyanlar hanesinde gösterilmesine, tutanağın diğer yönleri kesinleşmiş olması nedeniyle tesbit gibi işlem yapılmak üzere dosyanın Tapu Sicil Müdürlüğüne gönderilmesine karar verilmiş, hüküm davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Çekişmeli taşınmazın A Beldesi E mahallesi idari sınırları içinde bulunduğu çekişmesizdir. Mahkemece toplanan deliller ve adlarına şerh verilen kişilerin kabul beyanları göz önünde bulundurularak hüküm kurulmuştur. Ne varki Anayasanın 170. maddesinde orman köylüsünün korunması amaçlanmış 2924 sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi Hakkındaki Yasa ile bazı hükümler getirilmiştir. Sözü edilen yasanın 1. maddesinde yazılı ".... nakline karar verilen orman içi köyler halkının yerleştirilmesi ve orman sınırları dışına çıkartılmış ve çıkartılacak yerlerin değerlendirilmesi suretiyle, orman köylülerinin kalkınmalarının desteklenmesi...." hükmüyle, orman köylüsünün korunması amaçlanmış ve orman dışına çıkarılan yerlerin bu kişilere rayiç fiyatla satılması kuralı getirilmiştir. Yasada açıklandığı gibi orman dışına çıkarılan yerler ancak orman içi köylülerini kalkındırmak ve ormanların korunmasını sağlamak bakımından, bu amaca ulaşmak için kullanılabilecektir. Bu nedenledir ki orman rejimi dışına çıkarılan taşınmaz köy sınırları içinde değilse 2924 sayılı Yasanın 4127 sayılı Yasa ile değişik 11. maddesindeki tasarruf edenin beyanlar hanesinde gösterilmesine ilişkin hükmün uygulama olanağı bulunmamaktadır. Başka bir anlatımla, orman rejimi dışına çıkartılan taşınmaz köy sınırları içinde değilse başka bir koşul aranmadan bu konudaki istemler, tesbit sırasında kadastro ekiplerince, yargılama aşamasında mahkemelerce red edilecektir. Yine orman rejimi dışına çıkarılan yer köy sınırları içinde olması halinde madde hükmünün tasarruf eden yararına uygulanabilmesi için, 3402 sayılı Kadastro Yasasının 14. maddesindeki 40/100 dönüm sınırlaması göz önünde bulundurularak, tasarruf eden kişinin orman köyü nüfusuna kayıtlı olması ve yasanın yürürlüğe girdiği tarihten geriye doğru en az 5 yıl süre ile o yerde oturması gerekir.
Somut olayda çekişmeli taşınmaz belde sınırları içinde olduğundan başkaca bir araştırmaya gerek duyulmadan davanın reddi gerektiğinin düşünülmemiş olması bir yana, davacının orman köyü nüfusuna kayıtlı olmayıp Ordu İli Gölköy ilçesi nüfusuna kayıtlı olduğu dosyadaki nüfus cüzdan örneğinden anlaşılmaktadır. Davanın bu yönden dahi reddi gerektiğinin düşünülmemesi isabetsizdir. Davalı kişilerin davacının taşınmaza zilyet olduğunu kabul etmiş olması da hukukça bir değer taşımaz. Çünkü onlar yönünden de yasada öngörülen koşulların bulunmaması nedeniyle Hazine tarafından davalılar adına tapudaki şerhin silinmesi bakımından dava açılma olanağı vardır. Kadastro hakimi yasaya uygun sicil oluşturmakla yükümlüdür. Davalı Hazinenin hükmü temyiz etmekte hukuki yararı bulunmaktadır. Açıklanan olgular göz önünde bulundurularak davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu gibi hüküm kurulmuş olması isabetsizdir.
Davalı Hazinenin temyiz itirazları yerindedir. kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (BOZULMASINA), 30.11.1999 gününde oybirliğiyle karar verildi.