 |
T.C.
YARGITAY
17. Hukuk Dairesi
E:1999/3183
K:1999/3398
T:14.9.1999
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
TAPU İPTALİ VE TESCİL
KESİN HÜKMÜN KOŞULLARI
ÖZET:HUMK.nun 237. maddesine göre kesin hükmün varlığından söz edilebilmesi için; tarafların ve dava sebebinin aynı olması yanında, dava edilen yerinde de aynı olması gerekir. Bu davada uyuşmazlığın çözümü davacı tapusunun kapsamından kesin olarak saptanmasıyla mümkün olup, önceki davalarda bu yönler tartışma konusu yapılmadığından, ortada yasanın öngördüğü anlamda kesin hükmün varlığından söz edilemez.
(1086 s. HUMK. m. 237)
(3402 s. Kadastro K. m. 13)
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davası üzerine yapılan yargılama sonunda: Davanın reddine ilişkin verilen hüküm davacı Atabey tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
Davacı Atabey tapu kaydına ve kadastro öncesi sebebe dayanarak genel kadastro sonucu davalı Ayşe adına oluşan tapu kaydının iptal ve tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece, taraflar arasında kesin hüküm bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı Atabey tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, kesin hüküm nedeniyle davanın reddine karar verilmiş ise de mahkemenin bu kabulü dosya içeriğine ve yasa hükümlerine uygun düşmemektedir. HUMK.nun 237. maddesine göre kesin hükmün varlığından söz edilebilmesi için tarafların ve dava sebebinin aynı olması yanında müddeabihin (dava edilen yerin) de aynı olması gerekir. Ayşe önceki davaların birinde kendisine ait 28 nolu parselin kadastro ile oluşan çap ve tapusuna dayanarak, diğerinde ise tespite esas alınan tapuya dayanarak davacıya ait 29 nolu parselden bir bölüm yerine kendisine ait olduğunu ileri sürmüştür. Somut olayda davacı Atabey kadastro tespitinden önceki tarihli 30.7.1990 gün ve 1258 sıra nolu tapu kaydına dayanarak 28 nolu parselin bir bölümünün tapusu kapsamında kaldığını ileri sürerek iptal ve tescil isteğinde bulunmuştur.
Hal böyle olunca uyuşmazlığın çözümü davacı tapusunun kapsamının kesin olarak saptanması yönünde toplanmaktadır. Önceki davalarda bu yönler tartışma konusu yapılmadığına göre ortada yasanın öngördüğü anlamda kesin hükmün varlığından söz etme olanağı yoktur. Bu durumda mahkemece, tarafların gösterdikleri tüm deliller toplanıp bu arada aynı kökten gelen taraf tapularıyla ilgili varsa ifraz haritaları getirtilip yerlerine uygulanarak ona göre kapsamları belirlendikten sonra hasıl olacak sonuca göre bir karar vermek gerekirken delillerin değerlendirilmesinde yanılgıya düşülerek yazılı olduğu üzere davanın reddi yoluna gidilmiş olması doğru değildir.
Davacı Atabey'in temyiz itirazı yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (BOZULMASINA) ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene geri verilmesine, 14.9.1999 gününde oybirliğiyle karar verildi.