 |
T.C.
YARGITAY
17. Hukuk Dairesi
E:1999/2357
K:1999/2804
T: 22.6.1999
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
TAPU İPTALİ VE TESCİL
KESİN HÜKÜM KOŞULLARI
KABUL BEYANI
ÖZET:HUMKnun 237. maddesi hükmü uyarınca kesin hükümden söz edilebilmesi için, davanın tarafları, konusu ve dayanılan nedenlerin aynı olması gerekir.Davalılardan Kemal'in davayı kabul beyanının göz önünde bulundurulmaması hatalıdır.
(1086 s. HUMK. m. 93, 95, 237)
(3402 s. Kadastro K. m. 13, 14, 15, 20)
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davası üzerine yapılan yargılama sonunda: Davanın reddine ilişkin verilen hüküm davacı Sait tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
Davacı Sait tapu kaydına ve kadastro öncesi sebebe dayanarak genel kadastro sonucu davalılar Maksut ve Kemal adlarına oluşan tapu kayıtlarının iptal ve tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı Sait tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece çekişmeli 27 numaralı parsel yönünden taraflar arasında kesin hüküm bulunduğu, diğer taşınmazların paylaşıma göre tespitlerinin yapıldığı gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiş ise de mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli değildir.
1988 yılında yapılan kadastro tespiti sırasında çekişmeli 101 ada, 25, 26,27 numaralı parsellerin öncesi bir bütün olduğu kadastro tutanaklarına yazılmadan zilyetliğe davalı olarak 25 numaralı parsel davalı Kemal, 26 nolu parsel Sait, 27 numaralı parselin 2/4 payı Sait, 1/4'erden 2/4 payıda Kemal ve Maksut adlarına yapılmıştır. 25 ve 26 numaralı parsellerin tespitlerine itiraz edilmeden 27 numaralı parsel hakkında Maksut tarafından zilyetliğe davalı olarak kadastro mahkemesinin 1989/28 esas sayılı dosyasında açtığı dava sonucu 27 numaralı parselin tamamının Maksut adına tesciline dair verilen hüküm kesinleşmiştir. Davacı Sait tapu kaydına dayanarak çekişmeli 25,26, 27 numaralı parsellerin 2/4 payının kendisine 1/4 payının kardeşi Kemal ve 1/4 payının Maksut'a ait olduğu iddiasıyla dava açmıştır. Mahkemece davacının tutunduğu Haziran 1927 tarih 40 numaralı sicilden gelen tapu kaydının taşınmazlara uyduğu kabul edilmekle birlikte 27 numaralı parsel hakkında kesin hüküm bulunduğu 25, 26 nolu parsellerde paylaşım sonucu maliklerine kaldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hemen belirtmek gerekir ki HYUY.nın 237. maddesi hükmü uyarınca kesin hükümden söz edilebilmesi için davanın tarafları, konusu ve dayanılan nedenlerin aynı olması gerekir. Kadastro mahkemesinin 1989/28 sayılı dosyası ile temyize konu davada taraf ve konu birliği varsa da, neden birliği bulunmamaktadır. Çünkü temyize konu davada davacı tapu kaydına dayandığı halde kadastro mahkemesinin 1989/28 esas sayılı davada zilyetliğe dayanılmıştır. Bu nedenle mahkemenin 27 numaralı parsel hakkında kesin hüküm bulunduğu konusundaki görüşünde isabet bulunmadığı gibi davalı Kemal davayı kabul ettiğini belgelenen beyanı ile bildirdiği halde bu beyanın göz önünde bulundurulmamış olması da isabetsizdir.
o halde çekişmeli taşınmaza komşu olan 101 ada 7,17, 24, 28, 34, 36 numaralı parsellerin tutanak örneği ile dayanağı kayıt ve belgeler ilk oluşturulduğu günden itibaren gittileri ile getirtilmeli, davalı Maksut, Kasım 1949 tarih 115 numaralı tapu kaydına dayanmakta olduğundan bu tapu kaydına ilk oluşturulduğu günden itibaren tüm gittileri ile birlikte istenmeli, davacı tapusu ile davalı tapu kaydının mevkisi aynı ve bazı sınırları da benzer olduğundan tapu kayıtlarının birbirinin geldi ve gittisi olup olmadığı, yada aynı tapunun payları yada ifrazı olup olmadığı araştırılarak buna göre uygulama yapılarak kapsamları belirlenmeli, bilirkişi ve tanıkların gösterdiği sınır yerleri uzman bilirkişi tarafından düzenlenecek haritaya işaretlenmeli ve beyanlarının doğruluğu komşu parsel kayıtları ile denetlenmeli, taşınmazın öncesinin kime ait olduğu, kimden kime kaldığı, ne zamandan beri nasıl zilyet edildiği ayrıntıları ile ve maddi olanlara davalı olarak bilirkişi ve tanıklardan sorulmalı, kadastro mahkemesinin 1989/28 sayılı dosyanın kesin hüküm oluşturmayacağı ve davalı Kemal'in davayı kabul beyanı göz önünde bulundurulmalı, bundan sonra toplanan delillerin tümü birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Davacı Sait'in temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene geri verilmesine, 22.6.1999 gününde oybirliğiyle karar verildi.