 |
T.C.
YARGITAY
17. Hukuk Dairesi
Esas No : 1998/6204
Karar No : 1999/578
Tarih : 25.2.1999
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
TAPU İPTALİ VE TESCİL DAVASI
TAPUDA KAYITLI TAŞINMAZLARIN MİRASÇILAR
ARASINDA TAKSİMİ
KARAR ÖZETİ: Tapuda kayıtlı taşınmaz malların mirasçılar arasında taksiminin bilirkişi ve tanık sözleriyle kanıtlanabilir. Veraset belgesine göre de muris Tahsin'in iki mirasçısı bulunduğu, bunlardan Nebahat'ın edinme sütunun da taksimen taşınmaz verildiği, iki parsel'in de Nezahat'ın miras payına karşılık olarak verildiği anlaşılmıştır.
Ayrıca; Davacının kendisine isabet eden taşınmazların tespitine itiraz etmemesi ve kayden oğlu Ahmet'e bağışlanmış olması da taksime onay verdiğini gösterir. Bu nedenlerle Davacının iyi niyetli olduğu düşünülemeyeceğinden davanın reddine karar verilmesi gerekir.
(3402 s. Kadastro Karar No : m. 15)
(743 s. MK. m. 611)
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davası üzerine yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne ilişkin verilen hüküm davalılar Gönül ve Nebahat tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
Davacı tapu kaydına ve kadastro öncesi sebebe dayanarak genel kadastro sonucu davalı adına oluşan tapu kaydının iptali ve tescili isteğiyle dava açmıştır. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı Gönül ve Nebahat tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, tapuda kayıtlı olan taşınmazların mirasçılar arasında yapılan taksiminin geçerliliğinin yazılı olması koşuluna bağlı olduğu, davada bu şartın gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmişse de mahkemenin bu kabulü dosya içeriğine ve toplanan delillere uygun düşmemektedir. Taşınmazın davacı Nezahat ile davalılardan Nebahat'in ortak miras bırakanları olan babaları Tahsin adına kayıtlı tapu kaydının kapsamında kaldığı uyuşmazlık konusu olmadığı gibi bu yön mahkemenin de kabulündedir.
Uyuşmazlık, tahsin terekesinin taksim edilip edilmediği yönünde toplanmaktadır, dava ve hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 3402 sayılı Kadastro Yasasının 15. maddesinde tapuda kayıtlı taşınmaz malların mirasçılar arasında taksiminin bilirkişi ve tanık sözleri ile kanıtlanabileceği öngörülmüştür.
Dosyaya ibraz olunan veraset belgesine göre Tahsin'in Nezahat ve Nebahat isimli kızlarından başka mirasçısı bulunmamaktadır. Tutanağın edinme yerinde taşınmazın taksim sonucu Nebahat'e isabet ettiği yazılıdır. Tahsin'den kalan 183 ada 7 ve 282 ada 38 nolu parsellerinde taksimen Nezahat'in miras payına karşılık olarak verildikleri, Nezahat'in daha sonra oğlu Ahmet'e tapu nezdinde bağışladığı getirtilen tutanak ve kayıtların incelenmesinden anlaşılmaktadır. Davacının kendisine isabet eden taşınmazların tespitlerine itiraz etmemesi ve kayden oğlu Ahmet'e bağışlamış olması yapılan taksime onay verdiğinin açık bir göstergesidir. Hal böyle olunca davalı adına kayıtlı tapunun yolsuz bir tescile davalı olarak oluşturulduğundan ve de davalıların kötü niyetli olduklarından söz etme olanağı yoktur. Açıklanan bu maddi ve hukuksal olgulara göre davacının iyi niyetli olduğu düşünülemez. Bu durumda mahkemece davanın reddine karar verilmek gerekirken delillerin değerlendirilmesinde yanılgıya düşülerek yazılı olduğu üzere kabulü yoluna gidilmiş olması doğru değildir.
Davalıların temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (BOZULMASINA) ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz edenlere geri verilmesine, 25.2.1999 gününde oybirliğiyle karar verildi.