 |
T.C.
YARGITAY
17. Hukuk Dairesi
Esas No : 1998/4944
Karar No : 1998/4854
Tarih : 23.11.1998
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
KADASTRO TESBİTİNE İTİRAZ
KAYIT SAHİBİ VEYA MİRASÇILARININ
KADASTRO TEKNİSYENLERİ HUZURUNDA
YAPTIĞI MUVAFAKAT
TESBİTTEN ÖNCE NOTER TARAFINDAN DÜZENLENEN
SATIŞ VAADİ SENEDİ
ÖZET : Mahkemece; miras bırakan Gülsümün davalıya yaptığı satışın danışıklı olduğu gerekçe gösterilerek davanın kabulü ile mirasçıları olan taraflar adına payları oranında tapuya tesciline karar verilmiş ise de;
3402 sayılı Kadastro Yasasının 13/B-C maddesi kayıt sahibi veya mirasçılarının kadastro teknisyeni huzurunda muvafakatları halinde zilyet adına tesbit yapılacağı gibi, aynı maddenin son fıkrası Noter tarafından düzenlenen satış vaadi sözleşmesinin de teknisyen huzurunda yapılmış muvafakat sayılacağını ön görmüştür. Bu nedenle danışıklı işlemin varlığından söz edilemeyeceğinden davanın reddi ile taşınmazın tesbit gibi davalı Halil adına tapuya tesciline karar verilmesi gerekir.
(3402 s. Kadastro K. m. 1 3/B-a-c)
Taraflar arasındaki tespite itiraz davası üzerine yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne ilişkin verilen hüküm davalı Halil tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
kadastro sırasında 152 ada 5 parsel sayılı 13958.08 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz tapu kaydı, harici satış ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı adına tesbit edilmiştir. Askı ilan süresi içinde davacılar miras paylarına dayanarak dava açmıştır. Fatma aynı nedenle davaya katılmıştır. Mahkemece, davanın kabulüne ve dava konusu parselin miras bırakan Gülsüm mirasçısı olan taraflar adına payları oranında tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Halil tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece miras bırakan Gülsüm'ün davalıya yaptığı satışın danışıklı olduğu gerekçe gösterilerek davanın kabulüne karar verilmiştir. Ne varki miras bırakan Gülsüm tesbit tarihinden önce noterden düzenlenen 16.3.1989 tarihli senetle tapuda kayıtlı, taşınmazın davalı oğlu Halil'e satışını vaadetmiş ve kadastro tespiti sırasında da hazır olarak teknisyen huzurunda 3402 sayılı Kadastro Yasasının 1 31B-a maddesi gereğince Halil adına tespite muvafakat ettiğini bildirmesi nedeniyle davalı adına tesbit edilmiştir. Miras bırakan Gülsüm askı ilan tarihinden önce ölmüş, davacılar yapılan işlemin danışıklı olduğu iddiası ile temyize konu davayı açmışlardır. 3402 sayılı Kadastro Yasasının 13/B-c maddesi kayıt sahibi veya mirasçılarının kadastro teknisyeni huzurunda muvafakatları halinde zilyet adına tespiti yapılacağını öngördüğü gibi, aynı maddenin son fıkrası noter tarafından düzenlenen satış vaadi senedinin de teknisyen huzurunda yapılmış muvafakat sayılacağı hükmünü taşımaktadır. Teknisyen huzurunda yapılan satış ve muvafakat beyanı tek taraflı tescile muvafakat beyanı olup herhangi bir biçim koşuluna tabi değildir. Somut olayda 1.4.1974 gün ve 1/2 sayılı Yargıtay inançları Birleştirme Kararının uygulama yeri bulunmadığından danışıklı işlemin varlığından söz edilemez. Hal böyle olunca davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu gibi hüküm kurulmuş olması isabetsizdir. Davalıların temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (BOZULMASINA) ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene geri verilmesine, 23.11.1998 gününde oybirliğiyle karar verildi.