 |
T.C.
YARGITAY
17. Hukuk Dairesi
E. 1997/2761
K. 1997/2901
T. 29.5.1997
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
KADASTRO TESPİTİNE İTİRAZ
KANITLAMA YÜKÜMLÜLÜĞÜ
KARAR ÖZETİ: Davacı Hazine, davalı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluşmadığını ileri sürerek dava açtığına göre, davada iddiasını kanıtlama yükümlülüğü davalıya düşer. Somut olayımızda, taşınmazın zilyedi davalı değil, davada taraf olmayan üçüncü şahıs olduğuna ve davada Kadastro Yasasının 30/2. maddesinde öngörülen üç ayrık halden hiçbirisi de mevcut olmadığına göre, Hazine davası kabul edilmelidir.
(3402 s. Kadastro K. m. 13, 20, 30/2)
Taraflar arasındaki tesbite itiraz davası üzerine yapılan yargılama sonunda, davanın reddine ilişkin verilen hüküm davacı Hazine tarafından süresi içinde temyiz edilmekle; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
Kadastro sırasında 1309 parsel sayılı 6300 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, davacı Hazine adına tesbit edilmiştir. Davalı Mehmet'in kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanan itirazı kadastro komisyonu tarafından kabul edilmiştir. Davacı Hazine, zilyetlik koşullarının oluşmadığını ileri sürerek dava açmıştır. Mahkemece davanın reddine, dava konusu parselin davalı adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, davalı yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayalı mülk edinme koşullarının oluştuğu gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmişse de, mahkemenin bu kabulü dosya içeriğine ve toplanan delillere uygun düşmemektedir. kadastroca taşınmaz, Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğu ve (M.E.)'nin 1968 yılında başlayan zilyetliğinin 20 yıla ulaşmadığı nedeniyle önce Hazine adına tesbit edilmiş, itirazın kabulü üzerine komisyonca davalı Mehmet adına düzeltilmiştir. Davacı Hazine, davalı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluşmadığını ileri sürerek dava açtığına göre, davada iddiasını kanıtlama yükümlülüğü davalıya düşmektedir. Gerek davalı tanıkları ve gerekse komisyon incelemesi sırasında bilirkişi olarak dinlenen ve taşınmazda Mehmet'in zilyet olduğunu bildiren İlhan, taşınmazda davalının zilyetliğinin olmadığını, zilyetliğin davada taraf olmayan (M.E.) isimli şahısta olduğunu bildirmişler, bu beyanlar tesbit bilirkişilerce de doğrulanmıştır. Davada, 3402 sayılı Kadastro Yasasının 30/2. maddesinde öngörülen üç ayrık halden hiçbirisi de mevcut bulunmamaktadır. Bu durumda mahkemece, davanın kabulüne ve taşınmazın davacı Hazine adına tesciline karar vermek gerekirken, delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek yazılı olduğu üzere davanın reddi yoluna gidilmiş olması doğru değildir.
Davacı Hazinenin temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (BOZULMASINA), 29.5.1997 gününde oybirliğiyle karar verildi.