 |
T.C.
YARGITAY
17. Hukuk Dairesi
E. 1994/9307
K. 1994/10564
T. 28.12.1994
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
KADASTRO TESBİTİNE İTİRAZ
TAPU KAYDI
YİRMİ YILLIK KAZANDIRICI ZAMANAŞIMI ZİLYETLİĞİ
KARAR ÖZETİ: Temmuz 1950 tarih, 31 numarada Ömer ve karısı Gülsüm adına yazılı bulunan 2/6 pay tapu-da kaldığından adlarına tescil edilmiştir. Adı geçenlerin kadastro tesbitinin yapıldığı 1985 yılından yirmi yıl önce ölmüş olmaları halinde taşınmaza üçüncü kişi durumunda bulunan davacı Ethem ile bayilerinin birbirine eklenen zilyetliği karşısında, adı geçenlerin nüfus aile kayıtları getirtilerek, ölüm tarihleri belirlenmeli, 3402 sayılı Yasanın 13 /B-c maddesindeki koşuların davacı Ethem yararına gerçekleşip gerçekleşmediği tartışılmalı, bundan sonra deliller değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
(3402 s. Kadastro K. m. 13/B-c, 30, geçici m. 4)
(743s. MK. m.639)
Taraflar arasındaki tesbite itiraz davası üzerine yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne ilişkin verilen hüküm davacı Ethem ile davalı Hazine tarafından süresi içinde temyiz edilmekle; dosya incelendiği, gereği düşünüldü:
Kadastro sırasında 6206, 6207, 6208 parsel sayılı 6700, 5950, 5500 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar 1939 yılında yapılan kadastro tesbiti esas alınarak Hazine adına tesbit edilmişlerdir. Davacı Ethem tapu kaydına dayanarak Asliye Hukuk Mahkemesine dava açmış, bu davası aynı mahkemenin 1988/872 esas sayılı dava ile birleştirilmiş ve daha sonra tefrik edilmiş, tefrik edildikten sonra görevsizlik kararı ile Kadastro Mahkemesine aktarılmıştır. Mahkemece, davanın kabulüne ve dava konusu parsellerin 4/6 payının davacı Ethem, 1/6 payının Ömer karısı Gülsüm, 1/6 payının da Ömer adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm,davacı Ethem ve davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, davacının tutunduğu Temmuz 1950 tarih, 31 nolu sicilden gelen tapu kaydının çekişmeli parsele duyduğu, ancak tapuda 2/6 pay sahibi Mustafa oğlu Ömer ile karısı Gülsüm'e ait payların davacıya satılmadığı gerekçe gösterilerek 4/6 payın davacı Ethem adına tapuya tesciline karar verilmiştir.
Dava konusu parsel ile etrafındaki taşınmazların 1939 yılında 2613 sayılı Kadastro ve Tapu Tahriri Yasası hükümleri gereğince işleme tabi tutulduğu 15 ada 1, 2, 3 nolu parsel numarası ve tutanağının düzenlendiği ancak, herhangi bir pafta ve parselin düzenlenmediği gibi yüzölçümünün de hesaplanmadığı iskan yoluyla Mehmet oğlu Sait ailesine 1771 sayılı İskan Yasası hükümlerine göre tahsis edilerek 28 numaraya kaydedildiği, sonradan iskan mahallini terk etmeleri nedeni ile Hazine adına tesbit edilerek 1940 yılında kesinleştiğinden bahisle tapuya tescil edildiği dosya içeriğinden anlaşılmaktadır.
1939 yılında yapılan işlem sırasında taşınmazın geometrik durumu ve yüzölçümü belirlenmediğinden işlemin 2613 sayılı Yasanın 35 ve Tapu Tahrir Tüzüğünün 47. maddesinde belirtilen "tapu tahriri" niteliğinde olduğu kabul edilerek Kadastro Müdürlüğünce 1985 yılında taşınmazın eski sınırlarına bağlı kalınarak paftasının düzenlendiği, yüzölçümünün hesaplandığı 19.6.1989 ile 19.7.1989 tarihleri arasında 1939 yılında düzenlenen tutanağın askı ilanına çıkartıldığı, böylece yasanın öngördüğü biçimde kadastro işleminin ancak 1985 yılında tamamlandığından davanın süresinde açıldığının kabulü gerekir.
Davacı Ethem Temmuz 1950 tarih, 31 nolu sicilden gelen Eylül 1971 tarih, 67 nolu tapu kaydına dayanarak dava açmıştır. Sözü edilen kayıt 1950 yılında iskanen Mustafa oğlu Ömer karısı Gülsüm ve çocukları Fehmi, Mehmet Ali, Hamit ve Mustafa adına tescil edildiği, Ömer ve Gülsüm dışındaki paydaşlarının paylarını Ağustos 1950 tarih, 12 numara ile davacı Ethem'in bayilerine sattıkları ve tapu kaydının çekişmeli parsele uygunluğunun belirlendiği Hazinenin iskan yoluyla çekişmeli parsele uygunluğunun belirlendiği Hazinenin iskan yoluyla tahsis etmek suretiyle taşınmazla ilgisinin kesildiği anlaşıldığından davalı Hazinenin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine.
Davacı Ethem ile Hazinenin diğer temyiz itirazlarına gelince; dayanılan tapu kaydının çekişmeli parsellere ait olduğu, 1950 yılından beri davacı ve bayilerinin zilyet olduğu toplanıp değerlendirilen delillerle kanıtlanmıştır. Temmuz 1950 tarih 31 numarada Mustafa o lu Ömer ve karısı Gülsüm adına yazılı bulunan 2/6 pay tapuda kaldığından Ömer ve Gülsüm adına tescil edilmiştir. Ömer ve Gülsüm' ün kadastro tesbitinin yapılmış sayıldığı 1985 yılından 20 yıl önce ölmüş olmaları halinde taşınmaza üçüncü kişi durumunda bulunan davacı Ethem ile bayilerinin birbirine eklenen zilyetliği karşısında 3402 sayılı Kadastro Yasasının 13/B-c maddesi gereğince tapu kaydının yasal değerini yitirdiğinin kabulü gerekir.
Ne varki mahkemece bu yönde herhangi bir araştırma yapılmamıştır. O halde Mustafa oğlu Ömer ve karısı Gülsüm'ün nüfus aile kayıtları getirtilerek ölüm tarihleri belirlenmeli, 3402 sayılı Yasanın 13/B-c maddesindeki koşulların davacı Ethem yararına gerçekleşip gerçekleşmediği tartışılmalı bundan sonra deliller değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Bundan başka kadastro tesbiti Hazine adına yapılmıştır. 2/6 pay sahibi Mustafa oğlu Ömer ve karısı Gülsüm ya da mirasçıları tarafından dava açılmamıştır. 3402 sayılı Kadastro Yasasının geçici 4. maddesi gereğince yasanın yürürlüğe girmesinden önce kesin hükme bağlanmamış uyuşmazlıklarda bu yasa hükümlerinin uygulanacağı öngörülmüştür. Somut olayda, 3402 sayılı Yasanın 30. maddesi hükmünün uygulama yeri de bulunmadığı halde 2/6 payın Ethem adına tescil edilme koşullarının gerçekleşmemiş olması halinde Hazine üzerinde bırakılması gerektiğinin düşünülmemiş olması da isabetsizdir.
Davacı Ethem ile davalı Hazinenin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile açıklanan nedenlerden ötürü hükmün (BOZULMASINA) ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene geri verilmesine, 28.12.1994 gününde oybirliğiyle karar verildi.