 |
T.C.
YARGITAY
17. Hukuk Dairesi
E. 1994/8217
K. 1994/9557
T. 28.11.1994
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
KADASTRO TESBİTİNE İTİRAZ
KEŞİF
VERGİ KAYDI
SATIŞ
KAZANDIRICI ZAMANAŞIMI ZİLYETLİĞİ
KARAR ÖZETİ: Hakim, keşfin sağlıklı ve düzen içersinde yapılması için gerekli her türlü zabıta ve güvenlik önlemlerini almaya yetkilidir. Tarafların, tanık ve bilirkişilerin keşif yerinde hazır bulundurmalarını zorunlu kılan bir yasa hükmü de yoktur. Davetiye tebliğine karşın görevini ifa etmeyen tanık ve bilirkişilerin ihzarları yasada öngörülmüştür.
Hal böyle olunca, iddia ve savunmalar çerçevesinde tarafların delilleri toplanmalı, Usulün öngördüğü biçimde. keşif yapılmak üzere önel ve kesin önel verilmeli, ondan sonra işin esası hakkında bir karar verilmelidir.
(3402 s. Kadastro K. m. 30)
(1086 s. HUMK. m. 363,364,365)
Taraflar arasındaki tesbite itiraz davası üzerine yapılan yargılama sonunda; davanın reddine ilişkin verilen hüküm davacı Hatice tarafından süresi içinde temyiz edilmekle; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
Kadastro sırasında 108 ada 51 parsel sayılı 8335,41 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz vergi kaydı ile intikal, satış ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle Hatice ve paydaşları adlarına tesbit edilmiştir. Askı ilan süresi içinde Hatice, taşınmazın annesinden kalıp davalının payı bulunmadığına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece, davanın reddine ve dava konusu parselin Hatice ve paydaşları adına tapuya tesciline karar verilmiş; hükmün, davacı Hatice tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, davada ileri sürülen iddiasını kanıtlamak amacı ile Süleyman oğlu Mehmet ile Süleyman oğlu İsmail'i tanık olarak göstermiş, verilen ara kararı uyarınca keşfin yapılması için keşif giderlerini mahkeme veznesine depo etmiş ve tanıklar adına keşif gününü ve saatini bildirir davetiyeler göndermiştir. Buna karşın davacının bilirkişilerin temin edemediğinden bahisle keşfin yapılamadığı mahkemece düzenlenen 5.8.1994 tarihli tutanak içeriğinden anlaşılmaktadır. İddiaya göre uyuşmazlığın çözümlenmesi için taşınmazın başında keşif yapma zorunluluğu vardır. Tanıkların korktuklarından bahisle keşif yerine gelemeyeceklerine ilişkin davacının 27.7.1994 tarihli dilekçesi ile bildirdiği özrün, yasal anlamda bir özür olarak kabul edilmesi olanağı yoktur. Hakim keşf in sağlıklı ve düzen içerisinde yapılması için gerekli her türlü zabıta ve güvenlik önemlerini almaya yetkilidir. Tarafların tanık ve bilirkişilerini keşif yerinde hazır bulundurmalarını zorunlu kılan bir yasa hükmü de yoktur. Davetiye tebliğine karşın görevini ifa etmeyen tanık ve bilirkişilerin ihzarları yasada öngörülen bir olanaktır. Hal böyle olunca iddia ve savunmalar çerçevesinde tarafların delilleri toplanmalı, Usulün öngördüğü biçimde keşif yapılmak üzere önel ve kesin önel verilmeli, ondan sonra işin esası hakkında bir karar verilmelidir.
Davacının temyiz itirazı yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (BOZULMASINA) ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene geri verilmesine, 28.11.1994 gününde oybirliğiyle karar verildi.