 |
T.C.
YARGITAY
17. Hukuk Dairesi
E. 1994/4908
K. 1994/6241
T. 7.7.1994
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
KADASTRO TESBİTİNE İTİRAZ
TAPULU TAŞINMAZIN PAYDAŞLAR ARASINDA HARİCİ TAKSİMİ SATIŞ
İNTİKAL
KAYDIN GEÇERSİZ HALE DÖNÜŞMESİ
KARAR ÖZETİ: Taksim olgusu, tapulu taşınmaz: tapusuz hale dönüştürmez ise de, taksimden sonra aynı tapuda pay sahibi olan diğer paydaşların taşınmazda herhangi bir ilgileri kalmaz. Kayıtla yapılan intikal yasal bir değer taşımaz. Diğer yandan, davalı yararına 3402 sayılı Yasanın 13/B-b-c ve 15. maddelerindeki koşulların oluşması halindegeçersiz hale dönüşen tapu kaydına değer verilemez.
(3402 s. Kadastro K.m.1 3/B-b-C, 15)
Taraflar arasındaki tesbit itiraz davası üzerine yapılan yargılama sonunda, davanın kabulüne ilişkin verilen hüküm davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmekle; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
Kadastro sırasında; 103 ada, 4 parsel sayılı, 5O27 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz vergi kaydı, satınalma, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı Mustafa adına tesbit edilmiştir. Askı ilan süresi içinde davacı, taşınmazın tapulu olup miras bırakanları Fatimet'in de payı bulunduğunu ileri sürerek dava açmıştır. Mahkemece davanın kabulüne, 115 payın Fatimet mirasçıları adına, 4/5 payın davalı adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, davacının tutunduğu Temmuz 1306 tarih, 80 nolu kaydın gittisinde davacı miras bırakanı Fatimet'in 1/5 payı bulunduğu, kaydın taşınmaza uyduğu ve geçerliliğini koruduğu gerekçe gösterilerek 1/5 pay oranında davanın kabulüne karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli değildir. Gerçekten davacının tutunduğu Ağustos 1963 tarih, 1 nolu tapu kaydının 1/5 payı Fatimet adına kayıtlıdır. Yapılan uygulamada tapu kaydının çekişmeli 4 nolu parsele uyduğu belirlenmiştir. Davacı paydaşlar arasında yıllar önce yapılan harici taksimde taşınmazın paydaşlardan Hatice'ye düştüğü, sonradan Hatice'nin oğlu Osman'a kaldığı, 1937 yılında Hatice'nin oğlu Osman adına tescil edildikten sonra Halil'e satıldığı, 1963 yılında da davalıya satıldığı savunulmuştur. Bu yön bazı bilirkişi ve tanık beyanları ile de ifade edilmiştir. Mahkemece, tapu kaydı ilk oluşturulduğu günden itibaren tüm gittileriyle birlikte getirtilmediği gibi Ağustos 1963 tarih, 1 nolu tapu kaydının edinme sütununda 1/5 pay sahibi Davut' un 1331 yılında ölümü üzerine Fatimet üzerine intikal ettirildiği yazılı olduğu halde harici tasim ve satışa geçerlilik tanıyan 3402 sayılı Yasanın 13/B-b-c ve 15. maddeleri gözönünde bulundurulmamıştır. Taksim olgusu, tapulu taşınmazı tapusuz hale dönüştürmez ise de taksimden sonra aynı tapuda pay sahibi olan diğer paydaşların taşınmazda herhangi bir ilgileri kalmayacağından Ağustos 1963 tarih, 1 nolu kayıtla yapılan intikal yasal bir değer taşımaz. Diğer yandan 3402 sayılı Kadastro Yasasının 1 3/B-c maddesindeki koşullar zilyet yararına gerçekleştikten sonra tapu kaydında yapılan intikal Yasa hükmü karşısında hukuki bir değer taşımaz.
Şu hale göre, Temmuz 1306 tarih, 80 nolu tapu kaydı ilk oluşturulduğu günden itibaren getirtilmeli, paydaşlar arasında hangi tarihte ne biçimde taksim yapıldığı, harici satışın kimler arasında olduğu tarafların göstereceği tanıklar ile önceden dinlenen bilirkişi ve tanıklardan ayrıntılarıyla sorulmalı, davalı yararına 3402 sayılı Yasanın 1 3/B-b-c ve 15. maddelerindeki koşulların oluşması halinde geçersiz hale dönüşen tapu kaydına değer verilemeyeceği düşünülmeli, bundan sonra delillerin tümü birlikte değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
Davalının temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (BOZULMASINA), 7.7.1994 gününde oybirliğiyle karar verildi.