 |
T.C.
YARGITAY
17. Hukuk Dairesi
E. 1994/3429
K. 1994/4434
T. 9.5.1994
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
KADASTRO TESBİTİ
KÖK MURİŞ
İRSEN İNTİKAL
KAZANDIRIÇI ZAMANAŞIMI ZİLYEDLİĞİ
KARAR ÖZETİ : Kök muris İsmail (Ömer)'in mirasçıları tesbit edilmeli, tesbit bilirkişileri ve tanıklar huzuruyla keşif yapılarak taşınmazın İsmail'den mi, yoksa oğlu Abdurrahman'dan mı kaldığı, onların ölümlerinden sonra terekelerinin yöntemine uygun biçimde mirasçıları arasında paylaşılıp paylaşılmadığı ve paylaşılmışsa, tarihi ve kime isabet ettiği somut olaylara dayalı olarak sorulmalı, İsmail oğlu Abdurrahman 'dan kalan bir yer olması halinde; davalılardan Gülahmer'in pay sahibi olamayacağı, ölüm tarihine göre terekesinin iştirak halinde mülkiyet hükümlerine tabi bulunması nedeniylemiras payını üçüncü kişi davalı H. Gül'e satışlarının diğer mirasçıların açık ve zımni onayı olmaksızın geçerli olmayacağı ve satınalma tarihinden tesbit tarihine kadar da lehine iktisap koşullarının gerçekleşmediği düşünülmeli, toplanan tüm delillerle birlikte değerlendirilerek hasıl olan sonuca göre karar verilmelidir.
(3402 s. Kadastro K. m. 25)
Taraflar arasındaki tesbite itiraz davası üzerine yapılan yargılama sonunda; davanın reddine ilişkin verilen hüküm davacı Rahime tarafından süresi içinde temyiz edilmekle; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
Kadastro sırasında; 588 parsel sayılı, 2052 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz 289 tahrir nolu vergi kaydı ile irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davacı ve davalılar adına tesbit edilmiştir. Askı ilan süresi içinde davacı Rahime davalılardan H. Gül, Gülahmer'in taşınmazda paylarının olmadığı iddiasına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece, davanın reddine ve dava konusu parselin tesbitteki payları ile davacı, davalılar adlarına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı Rahime tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli değildir. Kadastro tutanağında, taşınmazın davalı H. Gül dışında kalan tarafların ortak miras bırakanı İsmail (Ömer)'den kaldığına yer verilmiştir. Davacı, dedesi İsmail oğlu Abdurrahman'dan kalan bir yer olduğunu, bu durumda İsmail mirasçısı olmayan davalılar H. Gül ve Gülahmer'in pay sahibi olamayacaklarını ileri sürerek dava açmıştır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, taşınmazın İsmail'den mi, yoksa oğlu Abdurrahman'dan mı kaldığı ve bu arada mirasçılardan (IÇ.) ve Gülbey'in, H. Gül'e yaptıkları pay satışının geçerli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Ne varki bu yönler yeteri kadar araştırılmamış, İsmail (Ömer)'den veraset belgesi alınmadığı gibi, mirasçıların kimlerden ibaret olduğu da belirlenmemiştir. Öte yandan, Usulün 259. maddesine göre taşınmazlarla ilgili davalarda tanıkların mahallinde dinlenmesi gerekirken bir kısım tanıklar yönünden de bu kurala da uyulmamıştır.
Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz. Uyuşmazlığın sağlıklı bir çözüme kavuşturulabilmesi için kök miras bırakan İsmail (Ömer)'den alınmış veraset belgesi varsa ibraz ettirilmeli, yoksa 3402 sayılı Yasanın 25. maddesi gözönünde bulundurularak verasete esas nüfus kayıtları getirtilmeli, kayıtların bulunmaması halinde dahi, yaşlı ve bilgi sahibi tanıklardan mirasçıların kimler olduğu sorulup kesin olarak saptanmalı, tesbit bilirkişiler ve taraflarca gösterilecek tanıklar huzuruyla yeniden keşif yapılarak taşınmazın İsmail'den mi, yoksa oğlu Abdurrahman'dan mı kaldığı, İsmail ve Abdurrahman'ın ölümlerinden sonra terekelerinin yöntemine uygun biçimde mirasçıları arasında paylaşılıp, paylaşılmadığı, paylaşılmışsa paylaşım tarihi ve kime isabet ettiği bilirkişi ve tanıklardan somut olaylara dayalı olarak sorulmalı, İsmail oğlu Abdurrahman'dan kalan bir yer olması halinde davalılardan Gülahmer'in pay sahibi olmayacağı, ölüm tarihine göre terekesinin iştirak halinde mülkiyet hükümlerine tabi bulunması nedeniyle mirasçılarından birinin veya birkaçının taşınmazdaki miras payını üçüncü kişi davalı H. Gül'e satışlarının diğer mirasçılar'ın açık veya zımni onayı olmaksızın geçerli olmayacağı ve H. Gül'ün satın alma tarihinden tesbit gününe kadar da lehine iktisap koşullarının gerçekleşmediği düşünülmeli, davalı H. Gül'ün diğer paydaşların payını aldığı yolunda bir iddiasının bulunması halinde de bu konudaki delilleri sorulup toplanmalı, böylece \toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilmeli ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmelidir
Davacı Rahime'nin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (BOZULMASINA) ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene geri verilmesine, 9.5.1994 gününde oybirliğiyle karar verildi.