 |
T.C.
YARGITAY
17. Hukuk Dairesi
E: 1992/6572
K: 1992/5334
T: 22.05.1992 Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki tesbite itiraz davası üzerine yapılan yargılama sonunda Davanın reddine ilişkin verilen hüküm davacılar tarafından süresi içinde duruşma istekli olarak temyiz edilmiş ise de dava konusu taşınmazın değeri duruşma yapılmasını gerektirecek miktarda olmadığından duruşma isteminin değer yönünden reddi ile incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verilerek dosya incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR : Kadastroca 166 metrekare yüzölçümlü ile avlulu, bodrumlu iki katlı kerpiç ev niteliği ile 9.12.1976 tarih 4 nolu tapu kaydına dayanılarak Ümmü ve Levent Ergin adına 18.6.1979 tarihinde tesbit edilmiştir. Davacılar tesbitin dayandığı tapu kaydının babaları Halil tarafından davalıların miras bırakanına yaptığı satış işleminin muvazaa ile illetli olduğunu ileri sürerek kadastro tesbitinin düzeltilmesini ve mirasçılar adına tescilini istemişlerdir. Asliye Hukuk Mahkemesine açılan dava görevsizlikle kadastro mahkemesine aktarılmıştır.
Dava Borçlar Yasasının 18. maddesinden kaynaklanan muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal ve tescil isteğine ilişkindir. Davacılar kayıt maliki babaları Halil'in 9.12.1976 tarihinden mirasçılardan mal kaçırmak amacı ile düşük bir bedelle ve muvazaalı surette birlikte kaldığı davalalıların miras bırakan oğlu Sebahattin Ergin'e tapuda satış yaptığı oysa gerçek amacın satış olmayıp bağış olduğu bu nedenle kaydın iptal edilmesi gerektiğini ileri sürerek açtıkları dava mahkemece red edilmiş ve karar davacılar tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu 418 ada 7 sayılı parselin 9.12.1976 tarihinde 30.000.TL. bedelle davalıların miras bırakanı Sabahattin Ergin'e satıldığı ve adı geçenin ölümünden sonra kadastroca mirasçıları olan Ümmü ve Levent adına tesbit edildiği anlaşılmaktadır. Tüm dosya içeriğine toplanan delillere ve özellikle tanık beyanlarına göre temlik tarihinde bir milyondan fazla gerçek değerinde bulunan taşınmazın otuzbin lira gibi düşük bir bedelle birlikte kaldığı işçi olarak çalışan zor geçinen ve babasının yardımına muhtaç bulunan oğlu Sebahattine diğer mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla temlik edildiği Halil'in ikinci evliliği nedeniyle davacılarla arasının açık olduğu kanıtlanmıştır. Hal böyle olunca 1.4.1974 tarih 1/2 sayılı Yargıtay İnançları Birleştirme kararı uyarınca mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla gizlenen satış aktinin muvazaa nedeniyle bağış aktide şekil noksanlığı sebebiyle geçersiz olduğu sonucuna varılarak, davadaki istekte nazara alınarak husumetin yaygınlaştırılması ve davanın kabulü ile taşınmazların payları oranında tüm mirasçılar adına tescile karar verilmesi gerekirken red edilmesi isabetsizdir.
SONUÇ: : Davacıların temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü BOZULMASINA, 22.5.1992 tarihinde oybirliyle karar verildi.
|