 |
T.C.
YARGITAY
17. Hukuk Dairesi
E. 1992/6252
K. 1992/10470
T. 19.11.1992 Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
KADASTRO TESBİTİNE İTİRAZ
TAPULU TAŞINMAZIN RESMİ ŞEKİLDE SATIŞI
ON YILLIK SÜRE
HARİCİ SATIŞIN TESBİT TARİHİNE KADAR
BOZULMAMASI
ÖZET Satış tarihinde çekişmeli taşınmaz tapuda kayıtlı bulunmaktadır. Kararlılık kazanan yargısal uygulamalara göre, taksim olgusu tapuda kayıtlı olan taşınmazı tapusuz hale getirmez. Medeni Yasanın 634. maddesine göre, tapulu taşınmazın satışı resmi şekilde yapılmadıkça geçerli olamaz. Bu genel kuralın ayrıcalığı 3402 sayılı Kadastro Yasasının 13/B-b maddesinde gösterilmiştir. Başka bir anlatımla, tapulu taşınmazın resmi şeklin dışında satışının geçerli olabilmesi için harici satışın yapıldığı tarih ile kadastro tesbitinin yapıldığı tarihe kadar on yılın geçmiş olması ve harici satışın bozulmaması koşuluna bağlanmıştır.
(743 s. MK. m. 634)
(3402 s. kadastro K. m. 13/B-b)
Taraflar arasındaki tesbite itiraz davası üzerine yapılan yargılama sonunda; davanın reddine ilişkin verilen hüküm davacılar vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
Kadastro sırasında 640 parsel sayılı 5220 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz tapu, vergi kaydı ile .İsmail eşi ve çocuklarına ait iken 1939 yılında yapılan taksimde Hasan'a düştüğü, (H.K.)'nın da harici senetle Doğan, Hasan ve Mustafa'ya sattığından davalılar adlarına tesbit edilmiştir. İtirazı tapulama komisyonunda reddedilen (H.K.), mirasçıları taşınmazın davalılara satılmadığını, kiraya verildiğini ileri sürerek dava açmışlardır. Mahkemece davanın reddine, dava konusu parselin davalılar adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu taşınmazın dava dışı 638-639-641 ve 746 numaralı parsellerle bir bütün halinde davacı tarafın dayandığı 1771 sayılı Yasaya göre oluşan Haziran 1933 tarih, 83 nolu tapu kaydının kapsamında kaldığı, davacıların diğer miras bırakanları Hüseyin ve eşi Gülsüm ile birlikte iki çocuğuna ve Gülsüm'ün kardeşi Kamile adına müşterek mülkiyet üzerine kayıtlı olduğu kaydı maliklerinden Hüseyin'in 1939 yılında ölümü ile mirasçılar arasında yapılan harici paylaşmada 640 parselin davacıların yakın murisi Hüseyin ve Gülsüm'den olma oğlu (H.K.)'ye düştüğü tartışmasızdır. Taksimle taşınmazın mülkiyeti davacıların murisi Hasan'a geçmiştir. Hasan'ın 1976 yılında henüz anneleri Zeliha'nın sağ olması nedeniyle mirasçı sıfatını kazanmayan üçüncü kişi durumunda bulunan yeğenleri davalılara haricen satarak zilyedliğini devrettiği anlaşılmaktadır.
Satış tarihinde çekişmeli taşınmaz tapuda kayıtlı bulunmaktadır. Kararlılık kazanan yargısal uygulamalara göre, taksim olgusu tapuda kayıtlı olan taşınmazı tapusuz hale getirmez. Medeni Yasanın 634. maddesine göre, tapulu taşınmazın satışı resmi şekilde yapılmadıkça geçerli olamaz. Bu genel kuralın ayrıcalığı 3402 sayılı Kadastro Yasasının 13/B-b maddesinde gösterilmiştir. Başka bir anlatımla, tapulu taşınmazın Medeni Yasanın 634. maddesinde öngörülen resmi şeklin dışında satışının geçerli olabilmesi için harici satışın yapıldığı tarih ile kadastro tesbitinin yapıldığı tarihe kadar on yılın geçmiş olması ve harici satışın bozulmaması koşuluna bağlanmıştır.
Temyize konu davada harici taksimin yapıldığı tarih ile kadastro tesbitinin yapıldığı 1980 yılına kadar 3402 sayılı Yasanın 13/B-b maddesinde öngörülen on yıllık süre geçmemiştir.
Hal böyle olunca, davanın kabulü ile taşınmazın davacılar adına tesciline karar verilmesi gerekirken red edilmesi isabetsizdir. Davacıların temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü BOZULMASINA, 19.11.1992 gününde oybirliğiyle karar verildi.
|