 |
T.C.
YARGITAY
17. Hukuk Dairesi
E. 1992/16543
K. 1993/6181
T. 10.5.1993 Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
TUTANAKLARIN DÜZENLENMESİ
KADASTRO MAHKEMESİNİN GÖREVİ
TUTANAKLARIN MALİK HANESINİN DOLDURULMASI
GENEL MAHKEMEDE DAVA EDİLMEYEN TAŞINMAZ MAL
ÖZET Yürürlükten kaldırılan 766 sayılı Yasanın 13 ve 29 ile 3402 sayılı Kadastro Yasasının 26/C, 27 ve 30. maddeleri gereğince Kadastro mahkemesinin görevi tutanakların düzenlenmesi ile başlar. Genel hukuk mahkemelerinde; tutanakların düzenlenmesinden önce kadastroyu ilgilendiren bir davanın varlığı halinde kadastro mahkemesine aktarılarak tutanakların malik hanelerinin verilen hükümle doldurulması gerekir.
Başka bir anlatımla; kadastro tutanaklarının düzenlenmesinden önce genel Hukuk Mahkemesinde dava konusu edilmeyen taşınmaz mallar hakkında yöntemine uygun biçimde kadastro mahkemesinde dava açılmadıkça o parsel hakkında kadastro mahkemesi karar veremez.
(766 s. Tapulama K. m. 13,29)
(3402 s. Kadastro K. m. 26/C, 27 ve 30)
Taraflar arasındaki tesbite itiraz davası üzerine yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine ilişkin verilen hüküm davalılar Hidayet, Bahattin ve Muhsin tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
Tapulama sırasında 796-797-798-799-800 parsel sayılı taşınmazlar Asliye Hukuk Mahkemesinde dava konusu olduğundan söz edilerek malik hanesi açık bırakılmak suretiyle tesbit edilmiştir. Asliye Hukuk Mahkemesinde davacı Muhsin tarafından Adil ve arkadaşları aleyhine açılmış olan dava tapulama mahkemesine devir edilmiştir. Mahkemece, çekişmeli 796 sayılı parselin bilirkişi krokisinde (A) ile gösterilen kısmının Esma ve paydaşları kalan kısmının Adil ve paydaşları, 797, 798, 799, 800 parsellerin krokide B, C, D, E ile gösterilen kısımlarının Muhsin ve paydaşları kalan kısmın Adil ve paydaşları adına tesciline karar verilmiş hüküm davalılar Hidayet, Bahattin ve Muhsin tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, çekişmeli taşınmazların Asliye Hukuk Mahkemesinin 1959/ 1737 esas sayılı dava dosyasının konusu olduğundan söz edilerek tescile karar verilmiştir. Ne var ki, Asliye Hukuk Mahkemesinde yapılan yargılama sırasında çekişmeli taşınmaz başında 21.10.1961 tarihinde yapılan keşifte fen memuru Kadir tarafından düzenlenen 5.12.1961 günlü krokide 24420 metrekare olarak gösterilmiştir. Çekişmeli taşınmazların ilk tesbit sırasında malikleri belirlenmemiş ise de; kadastro komisyonunca çekişmeli 796, 797, 798, 799, 800 nolu parsellerin Asliye Hukuk Mahkemesinin 1959/1737 esas sayılı dosyasında davalı olduğundan söz edilerek itirazlar hakkında karar verilemeyerek tutanakların malik hanelerinin doldurulması için Kadastro Mahkemesine gönderilmiştir. Yürürlükten kaldırılan 766 sayılı Yasanın 13 ve 29 ile 3402 sayılı Yasanın 26/C ve 27. ve 30. maddeleri gereğince Kadastro Mahkemesinin görevi tutanakların düzenlenmesinden önce genel Hukuk Mahkemelerinde kadastroyu ilgilendiren bir davanın varlığı halinde tutanakların malik hanelerinin kadastro mahkemesinde verilen hükümler doldurulması gerekir. Başka bir anlatımla kadastro tutanaklarının düzenlenmesinden önce genel Hukuk. Mahkemesinde dava konusu edilmeyen taşınmaz mallar hakkında yöntemine uygun biçimde kadastro mahkemesine dava açılmadıkça o parsel hakkında kadastro mahkemesi karar veremez.
Şu hale göre, Asliye Hukuk Mahkemesince, 21.10.1961 tarihinde yapılan keşif sonucu düzenlenen 5.12.1961 günlü kroki yerine uygulanarak Asliye Hukuk Mahkemesinden aktarılan davaya konu edilen taşınmazın kadastro sırasında kaç nolu parsel olarak işlem gördüğünün saptanmasından sonra o parseller hakkındaki davaya devam edilerek iddia ve savunma çerçevesinde tarafların delilleri toplandıktan sonra karar verilmelidir. Asliye Hukuk Mahkemesinde dava konusu edilmeyen parsellere ait kadastronun olağan yöntemine uygun biçimde tamamlanması için tutanak ve eklerinin kadastro müdürlüğüne iadesine karar verilmesi gerekirken Asliye Hukuk Mahkemesinde dava konusu edilmeyen bir kısım parseller hakkında hüküm kurulması isabetsizdir.
Bahattin, Hidayet ve Muhsin'in temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile açıklanan nedenlerden ötürü hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene geri verilmesine, 10.5.1993 gününde oybirliğiyle karar verildi.
|